Erdoğan’ın CHP’yi ziyaretini amma büyüttüler!
Basın yayın organların bütün meselesi önceki gün R. T. Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’ni ziyaretiydi. Bütün hazırlıkları canlı canlı gösterdiler. R. T. Erdoğan’ın ziyaretine nasıl da önem veriyorlardı. Yerler yıkanıyor, camlar siliniyor, göndere Cumhurbaşkanlığı forsu bulunan Türk bayrağı asılıyordu.
Hâlbuki R. T. Erdoğan Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla, 2 Mayıs’ta, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i parti binasında kabul etmişti. CHP ise, R. T. Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı” sıfatını öne çıkardı.
Özgür Özel’in ziyareti 1,5 saat sürmüşü. R. T. Erdoğan’ın ziyareti de 1,5 saatti. Demek ki saat tutulmuştu! Görüşmede neler konuşulduğundan çok R. T. Erdoğan öbür yanında bir boş koltuğun bulunması tartışıldı. Niye koltuk kondu?! Ya unutulmuştur ya öyle bir düzen kurulmuş ya da bir başkası oturacaktı. Bu kadar tartışmaya değer miydi?
R. T. Erdoğan’ın ziyaretinde öne çıkan bir başlık da “18 yıl sonra CHP Genel Merkezi’ni ziyaret”ti. 18 yıl önce CHP’nin genel başkanı merhum Deniz Baykal’dı. Şimdiki CHP genel Merkezi yeni açılmıştı. R. T. Erdoğan, hayırlı olsun demek istemişti.
Deniz Baykal’ın R. T. Erdoğan’la bir torun hatırası vardır.
Deniz Baykal’ın torunu daha küçüktü, kucaktaydı. İstanbul’dan Ankara’ya giden uçağa bindirecekti. İstanbul Belediye Başkanı Recep T. Erdoğan da Ankara’ya gidiyordu. Torununu ona emanet etti. Yanlış hatırlamıyorsam, “İnşallah senin de torunun olur.” demişti.
Torun deyince akan sular durur.
Sık sık partiler arası yumuşamadan bahsediliyor. Tabiî bu yumuşamada DEM Parti ve muadilleri ayrı tutuluyor.
İster istemez insanın aklına geliyor. Recep T. Erdoğan, PKK/DEM Parti ile CHP’yi sık sık yan yana anmıştı. Acaba ziyarette DEM Parti’nin adı geçti mi?
R.T. Erdoğan meselâ şunu sorabilirdi:
“DEM’den seçilen belediye başkanlarından kiminin sayılamayacak kadar vukuatı var. Hakkâri Belediye Başkanı seçilen kişi PKK’nın yan başkanı gibi faaliyet yürütmüş. Deliller ortaya kondu. O kişi gözaltına alındı. Yerine Hakkâri Valisi vekil tayin edildi. Siz ise hemen itiraz ettiniz. Hatta Hakkâri’ye heyet gönderdiniz. Heyetiniz gitti. Kime neyi sordu, neyi araştırdı? Vukuat ortadayken neden heyet gönderdiniz?”
Keşke sorsaydı, diyorum ama biliyorum ki sormadı.
Hani partiler arası yumuşamadan bahsediliyor ya... R. T. Erdoğan seçim arifesinde CHP’ye PKK/DEM Parti üzerinden yüklenmişti. Mahallî seçimden dokuz gün önce, Karabük’te mitingde yaptığı konuşma ağırdı. İki partinin çok yerde ortak belediye başkan adayı, belediye meclis üyesi listesi çıkardığını iddia etmiş, “DEM’in hiçbir söz hakkı olmayan tabanının iradesini tek parti faşizminin günümüzdeki temsilcisi CHP ile pazarlık masasına sürdüler.” demişti.
Recep T. Erdoğan’ın bahsettiği “tek parti faşizmi” İsmet İnönü’yü aşıyor, Mustafa Kemal Atatürk’e kadar uzanıyor.
Bu sözlerden sonra, birbirlerini ziyaret edip “Nasılsınız? İyisinizdir inşallah.” minvalinde dereden tepeden konuşmaları garip kaçmıyor mu?
Dünden bugüne insanlar değişmeyeceği gibi, partiler de değişmez.
Yumuşamadan hiç bahsetmeyelim.
Bugün günlük güneşliktir, yarın yağmur çiseler, öbür gün gök gürler, fırtına çıkar.
Diyeceğim parti başkanlarının birbirlerini ziyaretlerinin halk nazarında bir anlamı yok.