AKP enflasyonu kontrol edemiyor, işsizlik almış başını gitmiş, gelir dağılımı Cumhuriyet tarihinin en kötü günlerini yaşıyor, rezervler eksiye dönmüş, kur uçuşa geçmiş... İşte böyle bir atmosferde CB Erdoğan ekonomiyi kontrol altına alabilmek için o eski taktiğine başvurdu.
Bir kere şunu bilmek gerek, ekonomik savaşı kazanmak taktiklerle değil ayağı yere basan stratejilerle mümkündür. Yani küçük ve geçici planlarla ülkenin ağır sorunlarını çözemezsiniz.
O zaman kitabın ortasından konuşalım, nedir Erdoğan''ın taktiği? Yılardır izlediğimiz "-miş gibi yapmak" ya da "-ecek, -acak" taktiğidir. Nereden mi çıkardım bunu? Sayın Erdoğan''ın son açıklamalarına bakalım. Bakın sayın Erdoğan sorunlara çözüm olarak neler söylüyor: "Fiyat İstikrarı Komitesi''ni hayata geçirdik. Bu komite vasıtasıyla yapısal sorunlara hızlı, etkin, sonuç odaklı çözümler geliştirmeyi planlıyoruz"
Şimdi şu soruyu soralım: 2002''den beri iktidardasınız daha neyi planlıyorsunuz? Komite ile fiyat mı düşermiş? Sorun üretimi artırmak bunun çözümü de belli. Ama siz sorunları çözmek yerine gizlemeyi, işi beton rantı ile idare etmeyi seçtiniz.
Devam ediyor sayın Erdoğan, diyor ki: "Tüketimi teşvik eden, cari açığı arttıran finansman faaliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Bu kapsamda gereken önlemleri aldık, almaya devam ediyoruz."
Cari açık neden var? İthalatın yüzde doksanından fazlası yarı mamul ve ham madde ithali. Sayın CB bu oranı biliyor mu? Biz açığı tüketim malları yüzünden vermiyoruz. İmalat modelimiz sayelerinde ithalata dayandığı için rezervler suyunu çekti.
En bomba açıklama ise şu: "Kamuda taşıt alımı, kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına katı sınırlama getiren tasarruf genelgemizi yayınladık."
Pes diyorum! Türkiye''de kamuda 125 bin makam aracı var. Nesini azalttınız? 3''er 4''er maaş alan yandaşları her gün okuyoruz. Tasarruf başlayacaksa bu en tepeden başlamalı değil mi? Ama Muğla''nın Marmaris ilçesi Okluk Koyu''nda Yazlık Saray yapılmadı mı? 92 dönümlük arazi üzerine kurulmuş o saray tasarruf eden devletin yapacağı iş midir?
AKP yıllardır açıkladığı paketlerle, programlarla, sorunu çözüyormuş gibi yapar. Önce pozitif bir beklenti yaratır ama bu işin gerçek olmadığı anlaşılınca piyasa yine karışır. Kur artar, enflasyon çıkar, ekonomi yine durgunluğa girer.
İşte bu açıklamalara ve sorunlara baktığımızda Erdoğan''ın yine aynı taktiği uygulamaya koyduğunu görüyoruz. Sonuç değişmeyecek, yine başarısız olacak. Çünkü boş sözlere kurban edilecek 128 milyar dolar rezerv, satılacak devlet kurumu kalmadı. Hani derlerdi ya devletin malı deniz, işte o deniz bitti. Geriye artık yüzleşmek zorunda kaldığımız acı gerçekler var.
