Enflasyon ve kurda en zor kış geliyor!
Hafta sonu kredi derecelendirme kuruluşu Moody''s Türkiye''nin kredi notunu düşürerek içinde bulunduğumuz felaketin tescilini yapmış oldu. Moody''s özetle Türkiye''de cari açığın çözülmesi için gerekenin (reformların) yapılmadığını, buna bağlı olarak dolar kıtlığının artacağını belirtti.
AKP''nin her zaman övündüğü ihracat rakamları aslında bir algı oyunu. Evet ihracat rakamı yukarı gidiyor ama dönüp ithalata baktığınızda durum çok daha kötü. Yani bir musluk, havuzu dolduruyor ama iki tanesi de boşaltıyor. Hâl böyle olunca "bakın bir musluk nasıl da dolduruyor" diye övünmek iyi niyet olur mu?
Alın bakın, Ticaret Bakanlığı ne demiş: "2022 yılı Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre, ihracat %19,1 oranında artışla 144 milyar 417 milyon dolar, ithalat %40,7 oranında artışla 206 milyar 399 milyon dolar olarak gerçekleşti."
Yedi ayda açık -61,9 milyar dolar. Merkez''in rezervini ihracatla dolduramazsanız, öyle Rusya''dan 30, Suudilerden 20 milyar dolar geldi diyerek ancak ülkenin 3-4 ayını idare edersiniz, ondan sonra kur krizi yine hortlar.
Kabul etmek gerek, Türk ekonomisinde iki sorun var:
1-İhracat düşük teknoloji içeriyor. Para etmiyor. AKP ülkenin 20 yılını bozuk para gibi harcayarak, sanayicileri dış dünya ile rekabet edecek şekilde verimli üretim yapmaya yönlendirmedi. Dışa bağlı sistemle ülkenin rezervleri Çin, Hindistan ve Almanya''ya peşkeş çekildi. İthalat baronları kazanırken koca ekonomi gün gün eridi. Hele Çinliler her yıl bizi milyarlarca dolar soyup soğana çevirdi. Bütün bunlar AKP yöneticilerinin gözleri önünde oldu.
Rezervler boşalınca kur krizi başladı. Üzerine bir de tek adamın saçma sapan faiz politikası, kurları iyice rayından çıkardı.
2-Türkiye üretmeyi unuttu. Bunun en acı örneğini tarımda gördük. Kayıtlı çiftçi sayısı ve ekili arazi miktarı dramatik şekilde düştü. Üzerine 8 milyon göçmen gelerek talebi fırlattı. Gıda ürünleri azalıp, fiyatları roket gibi yukarı gitti.
Faizin sabit tutularak kurun yukarı gitmesi, dışa bağlı tarım üretiminde maliyetleri de yukarı çekmeye devam eden başka bir faktör oldu. Ayrıca faiz politikasının kurları zıplatması enerji maliyetlerini de yukarı çekerek tarımda maliyetleri iyice artırdı.
Gıda fiyatları artınca AKP yine yapay çözümlere, algı oyunlarına başvurdu. Güya Tarım Kredi Kooperatifleri vatandaşı rahatlatacakmış! Yahu el insaf! Bakın bugün TÜİK Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, Temmuz 2022 raporunu açıkladı. Buna göre, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık %157,89, aylık %5,00 arttı.
2020 Temmuz ayında tarımda üretici fiyatları %16,28
2021 Temmuz ayında bu oran %22,80
2022 Temmuz ayında ise %157,89 olmuş.
Üretici maliyetleri neden artıyor? Mazot, su, elektrik, gübre, tohum fiyatları artıyor da ondan…
Şimdi şu soruyu soralım: Tarım Kredi Kooperatifi''ne gelen mallar nerede üretiliyor? Türkiye''deki maliyetler yukarıda, o zaman fiyatlar nasıl kalıcı bir şekilde düşer ve düşüş genele yayılır?
Ülkenin tarım ve sanayideki dış bağını koparmadan, üretici kesimlere gerekli destekler verilmeden bu fiyatlar düşmez. Fiyatların düşmemesi demek, yaşamın bizler için bu kış daha da zor geçeceğini gösteriyor. Fiyatların artması Lira''nın değer kaybederek kurun yukarı gideceğine de işaret ediyor.
Yukarıda belirttiğim sıkıntıları gelen bütçe rakamları da teyit etti. Çünkü kur patlayınca KKM diyorsunuz ama orada tefecilere verilen faizin yükünü Hazine, dolayısıyla vatandaş çekiyor, gıda fiyatı artıyor devlet kurumlarında maliyeti altına mal satıp göz boyuyorsunuz, bu saçma sapan işlerin sonunda bütçe gedik veriyor.
Bakınız, bütçe Temmuz''da 64 milyar 19 milyon lira açık verdi. Böylece bütçe 2 ay üst üste açık vermiş oldu. Ama en sıkıntılı rakam ise faiz harcamalarından geldi.
Her fırsatta Nas diyerek faize savaş açmış gibi görünenlerin ödediği faiz öyle böyle değil. 2021 Ocak-Temmuz arasında 114 milyar TL faiz ödenirken bu yıl aynı dönemde 151 milyar TL ödenmiş. Artış %45 olmuş…
İlk yedi ayda tefecilere verilen para ile 2 adet TÜPRAŞ kurulabilirdi, ülkenin dışa olan bağı böyle tesislerle koparılırdı… Ama AKP budur işte, üretmek yerine tefecileri, yandaşları zengin eden, bunu yaparken de algı oyunlarını başarı ile icra eden bir siyasi organizasyondur.
Bu açıklar, bu faizler kimden alınıyor? Vatandaştan…
O zaman tefecilere ödenecek faiz için kışın yeni zam dalgalarına herkesin hazır olması gerekir. AKP ekonomik modeli bağımsız kılmadıkça, Afgan/Suriyeli işçilerle düşük teknolojili üretim yapıldıkça, ithalat hem tarım hem sanayide baronlar oluşturdukça, biz ülke olarak verilen açıkları kapatmak için tefecilerden daha çok borç alırız. O borçları da vatandaşa yapılan zamlarla karşılarız.
Anadolu''da buğday üretmek yerine Rus buğdayı için Karadeniz''de koridor açmayı başarı gören zihniyetle bu kış sonumuz daha da kötüye gidecektir…