Emeklilerin düşüşü iktidarın düşüşü
Ak Parti, mahallî seçimleri kendisi için referandum görüyor. Özellikle İstanbul mutlaka kazanılması gereken il. İstanbul kaybedildikten son hangi ili alırsan al, R. T. Erdoğan için hiç mi hiç önemi yok.
Meselâ; Ankara’yı gözden çıkarmış görünüyor. İllâ İstanbul. Bunun altında sadece nostalji değil; başka şeyler de yatıyor.
İstanbul’un kaybı iktidarı sallar; önlerini göremezler. Kazansa nasıl kazandığı da önemli. Hangi dengeler Ak Parti’ye kazandırdı?
Acı gerçek: Daha önce de yazdım, insanlar fakirleştirilerek oy toplanıyor. Kendilerine muhtaç olmaları isteniyor.
4 milyon 989 bin 546 hane devletten yardım alamazsa çökecek. Neresinden bakarsanız bakın, bu hanelerden en az 15 milyon oy çıkacak. Ve bu haneler yardımlar kesilir endişesiyle iktidarı destekleyecek.
Rakamları inceleyin göreceksiniz, Ak Parti iktidara geldikten sonra yardıma muhtaçlar beş kat arttı.
Diğer tarafta emekliler...
Recep Tayyip Erdoğan, emekliye zam yapsak bütçe tepetaklak olur demeye gelen sözler etmişti: “Sözü edilen artışları, ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim veya sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz.” (4 Mart 2024)
Neden bu hâle gelindi, neden dengeler bozuldu, neden halkın geçiminde oran tutturulamıyor? Hiç düşünülüyor mu?
R. T. Erdoğan aynı konuşmasında: “Asgari ücreti 184 liradan 17 bin liraya, engelli maaşını 25 liradan yaklaşık 4 bin liraya çıkarmış, her alanda milletimizin refah seviyesini katlayarak yükseltmiş bir hükûmet olarak çalışanlarımızın ve emeklilerimizin bugünkü sıkıntılarına gözlerimizi kapamamız mümkün mü? Elbette yaşanan sıkıntıların farkındayız.” demişti.
Ak Parti iktidarının 2002-2013 arası dönemi tartışılmıyor. Elbette o dönemin de arızaları vardı. Ama halk bu arızalarda kendisine dokunanları daha hissetmiyordu.
Bir de 2024 yılını “emekliler yılı” ilân ettiler. Emekliler yılının, ‘emeklilerin açlıktan karınlarının sırtlarına yapıştığı yıl’, diye anılacağına hiç şüphe yok.
Ballandıra ballandıra emeklilere bayram ikramiyesinin ne zaman verileceğini açıkladılar. Verdikleri de bin lira artışla 3 bin lira.
R. T. Erdoğan, yeni bir hamle yapma ihtiyacı duydu. Bu defa devlet bankalarının emeklilerin aylıklarını kendilerinden aldıklarında üç yıl verdikleri promosyonu 8 bin ile 10 bin lira arasında artıracağını açıkladı. Özel bankalar rekabete katılmaya nasıl olsa mecbur kalacakları için, onlardan bir söz etmedi. Zaten emekliler, gideceği bankaya gitmiş. Diğer bankaya gitmesi için, kalan yıllarını geri ödemesi gerekecek. Eline bir iki bin lira geçecek. Bu mu emeklinin gelirini artırma?!
Baktılar bu da emekliler için bir şey ifade etmedi, bu defa bir başka sadaka yolu gösterdiler.
R. T. Erdoğan nedense emekliler için yeni açıklamayı kendisi yapmadı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a bıraktı. Emeklilere özel indirim ve kampanyalar düzenleyeceklermiş. Vaatlerine bakın siz:
“Emeklilerimizin yaşam kalitesini artıracak, fiziksel ve ruhsal sağlık, sosyal ve kültürel yönden zenginleştirecek birçok çalışmayı, emekliler yılı kapsamında hayata geçiriyoruz. PTT’de, AVM'de, Tarım Kredi Kooperatif Marketleri'nde, Türk Hava Yolları'nda, TCDD'de, GSM operatörlerinde, sinema ve tiyatrolarda, PTT Kargo'da emeklilere özel indirimler ve kampanyalar başlatacağız.
Ayrıca Türkiye'nin önde gelen zincir marketlerinde ve giyim mağazalarında emeklilere özel indirimler sağlayacağız. Belediyeler Birliği ile protokol yaparak emeklilerimizin kültür turlarıyla ücretsiz olarak Türkiye'yi şehir şehir dolaşmalarının temellerini atacağız. Bunun gibi emeklilerimize imtiyaz sağlayan birçok uygulamayı emekliler yılı kapsamında günbegün kamuoyuyla paylaşacağız.” (25 Mart 2024)
Şimdi bütün emekliler zil takıp şakır şakır oynayacaklar!
Bakan Bey’in sıraladığı sadakalardan kaç emekli istifade edecek ki.
Marketlerde emeklilere indirim yeni gelir kapısının da önünü açabilir! Emekliler market önlerine dizilirler, alışveriş yapacaklara: “Buyurun, siz alacaklarınızı seçin, ödemeyi bizim indirim kartıyla yapalım. Siz bize komisyon verirsiniz. Meselâ indirimin yarısı.” Nasıl hesap ama!
Açıkça rezillik.
İktidardaki bir parti, geleceğini düşünerek adım atmalı değil mi? İnsanların mutluluğu iktidarın garantisidir. Eğer iktidar azlıkla çokluğu ayıramıyor, belli kesimi gözetiyor, halkı hiçe sayıyorsa, er veya geç kaybetmeye mahkûmdur. Bunun örnekleri geçmişte görüldü. Özellikle Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi dönemi incelenmeli. Önce yükseliş, sonra düşüş ve bitiş.
Allah aşkına böyle palyatif tedbirlerle nereye varılacak?!