'El atına binen tez iner'

“Ne oldu da Amerika Türkiye’deki iktidarı eleştirmeye başladı? Hani bunlar Amerikancıydı” deniliyor.
Bu durumda en başından beri sürekli ABD ilişkilerinden söz ettiğimize göre saçmaladık mı?
Hayır!
Çünkü ABD ile sıkı ortaklık ve işbirliği açıklamaları yapan biz değildik. Bizzat Başbakanın kendisi partisinin çeşitli toplantılarında BOP eşbaşkanı olduğunu söylemişti.
Hatırlayın lütfen.
Bütün itirazlara rağmen AB ile olan ilişkilerinde Türkiye’nin aleyhine olacağını söylediğimiz metinlere hem de Türk düşmanlarının heykelleri altında imza atmamış mıydı?
Bırakın geçmişi en son son duruma bakalım. Güya Türkiye’nin menfaatlerine göre yerleştirildiği söylenen Patriot füzelerini yine ABD ve NATO’nun isteklerine göre ve yine onların istedikleri bölgelere yerleştirmedik mi? Milli sınırlarımız içinde ABD’ye özel, girilmez ve ulaşılmaz bölgeler yaratmadık mı?
Peki, bunları kim yaptı?
Hâlihazırdaki hükümet değil mi?
Evet!
Demek ki neymiş, ABD hükümet arasındaki ilişkiye dikkat çekenler dışarıdan gazel okuyan, sırf muhalefet olsun diye yazan veya uslanmaz hükümet muhalifi olanlar değil, hükümetin kendi icraatlarıymış. Hükümet bugüne kadar yaptıklarıyla Türk-ABD ilişkilerini “Obama kankalığına taşıdıkları” mesajını vermedi mi bize? Hatta “Hüseyin” Obama sıcak bir şerbet gibi siyaset alanının üstüne üfürülmedi mi?
Kim yaptı bunları?
İktidar!
“Hani bunlar Amerikancıydı” demek, bütünü görmeden parçanın üzerindeki küçücük bir noktaya odaklanmak demektir. Bu duruma halk dilinde “habbeyi kubbe yapmak” denir.
Diyeceksiniz ki madem sıcak bir ilişki ve birliktelik vardı da şimdi neden böyle bir durum doğdu? Çünkü siyaset alanının kendine has doğası vardır. Siyasal ilişkiler kişiler arası dostlukları aşar. Tarih önünüze öyle fırsatlar veya tehditler koyar ki ister istemez ilerleyen ilişkiler sapma gösterir. Bu sebepledir ki siyasal ilişkileri düz mantıkla değil, fırsatlar ve stratejiler mantığı ile düşünmek icap eder.
ABD büyükelçisinin son eleştirilerine bakarak Türkiye’deki iktidarın bütünüyle ABD ile işbirliğinden vazgeçtiğini düşünenler varsa yanılıyor.
Peki, bu eleştiriler neyin nesi?
Onlar yeni ortaya çıkan sapma noktalarına karşı Türkiye’yi hizaya çekme gayretleridir. Resmi Amerikan muhalefetinin ta kendisidir. Türkiye’deki hükümete bir anlamda “yaptıklarınızı biliyoruz. Biz istemeden Boyunduruğu bırakamazsınız. Sana güç verenler isterse alır” hatırlatmasıdır.
Dikkat ettiyseniz Ankara’daki Amerikalı merkezden destekleniyor. Türk Amerikan ortaklığında bazı çatlaklar oluştu. Bu durum beklenmeyen ve istenmeyen durumları doğurdu.
Birincisi Güney Kıbrıs’ta Rum yönetiminin ortaklığından doğan doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetlerine yönelik Türkiye ABD çıkar çatışması.
İkincisi, İsrail eksenli ABD politikaları karşısında AKP’nin zaman zaman sapma göstererek işi yokuşa sürmesi.
Üçüncüsü Irak’ın toprak bütünlüğünü kabullenen Türkiye’nin Erdoğan-Davutoğlu politikalarıyla Sünni-Şii ayrımına dayandırarak Iraktaki Kürt Özerk bölgesinin sahiplenilmesi.
Dördüncüsü, son açılım politikalarında Hükümetin ABD politikalarına bizim bilmediğimiz nedenlerle çatışacak açılımlara yönelmesi olabilir. Ne demiş atalar : “El atına binen tez iner.” Kendi atını tımar etmediğin sürece durum her zaman bu olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları