Ege'de kayıplarımız artıyor...
"Yunanistan bizim dengimiz değil" buyurmuş Sayın Cumhurbaşkanı. Sorun, kimin kime denk olduğu yarışı değil ki. İster denginiz olsun ister olmasın, Midilli Adasına kadar gelip dayandı mı dayanmadı mı? ABD''nin verdiği mühimmatları karaya çıkardı mı çıkarmadı mı?
18 ada ya da kayalığı, iktidarınızın gözleri önünde, bizim bütün itirazlarımıza ve uyarılarımıza rağmen umursamazlığınızı fırsat bilerek askerle donattı mı donatmadı mı?
Kısacası Ege, adım adım, yavaş yavaş Yunan gölü haline geliyor mu gelmiyor mu, işte bütün mesele bu.
Ne oldu şimdi?
Nota vermişiz.
"Bir gece ansızın" gitmeye ne oldu?
Ses yok.
Büyük Abdülhamit Han adlı gemimiz, arama tarama işlerinde Akdeniz''de gövde gösterisine devam ediyor mu?
Etmiyor.
Niye etmiyor?
Çünkü Türkiye''deki siyasal güç, yiğitliği kendi vatandaşına yapabiliyor da ondan. Karşısındakiler, 6''lı masa değil.
Kılıçdaroğlu hiç değil.
ABD, tüm geçmişinde olduğu gibi yine Yunanistan''ın yanında ve yine Türkiye''ye öğüt verip yapma sessiz ol diyor.
İnsan sormadan edemiyor?
Hani, Lozan hezimetti?
İşte bakın verdiği imkânları koruyamıyorsunuz. Türkiye''yi zarara uğratıyor, Yunanistan''ın silahsızlandırılan adalara kadar gelip tüfek çatmasına bağırıp çağırmanın dışında gerçek anlamda bir ses çıkaramıyorsunuz.
Tarih yazacak bunları, ama önemli olan yazması değil, ülkenin siyasi, ekonomik ve milli kayıpları.
İftiradan da çekinmeden her fırsatta, tarihi, dolayısı ile gerçeği, herkesin gözünün içine baka baka saptırarak "12 Adalar''ı verdiler de verdiler" diye söyleyenlerin haline bakar mısınız. İktidarları döneminde Ege, Yunan gölü haline getirildi. Türkiye''nin uluslararası alanda kazandıkları ve millete sahiplendirdiği, milli haklar, uluslararası anlaşmaların vardığına rağmen delindi.
Adamlar inat etti.
Yıllardır, "Adalar işgal ediliyor" diye biz yazdık. Milletvekilleri mecliste soru önergesi verdi. Gerçek vatanseverler, gerçek milliyetçiler, sahiden bu ülkenin evladı olmanın bilincinde olanlar, sosyal medyadan yazdı, çizdi uyardı, lakin iktidar ve ortakları, hiç birini duymadı.
İşin daha vahimi, milliyetçiliği kimselere bırakmayan BBP, MHP gibi partiler bile kafalarını kuma gömdü. Yetmedi, halen daha "liderimiz Tayyip Erdoğan" diye ortalıkta dolaşıp meydan meyden oy istiyor. Bu ülke aklını kayıp etmediyse, siyasetin akıl oyunlarına gelmeyecek, kendi vicdanını dinleyecek ve Ege''de milli çıkarları tecavüze uğrarken sessiz kalıp taviz verenlere sandıkta cevabını verecektir.
Size bir şey söyleyeyim mi ey millet!
İyi ki Atatürk, Venizelos''la karşılıkla anlaşarak göç kararı almış. Yoksa Türkiye''de milyonları bulan bir Rum nüfus olsaydı, şimdi, emin olun ikinci bir PKK''nız daha olacaktı.
İkinci bir HDP daha olacaktı.
Kim bilir belki Karadeniz dağlarında askerimiz Pontus çeteleri kovalıyor olacaktı.
Hiç ders alan yok.
Türkiye''ye Afgan getirenler, Suriyeli dolduranlar, daha dün, hem de Kurtuluş savaşı verirken, aynı zamanda Rum Pontus çeteleriyle uğraştığımızı ve bunun kaynağının insan (nüfus), olduğunu bilmiyor mu?
Birinci Dünya savaşı sürecinde Ermeni Taşnak-Hınçak komitaları Anadolu''da katliam yapmıyor muydu? Türkiye''de yeteri kadar Ermeni nüfus olmasa (bugün olduğu gibi) böyle bir kalkışma olabilir miydi? Yeteri kadar Rum nüfus olmasa (yine bugün olduğu gibi) Pontus çeteleri köyleri basıp kadınların, kızların ırzına geçip köyleri ateşe verebilir miydi?
50 binden fazla insanın ölümüne neden olan PKK, gücünü nereden alıyor?
ABD, 1850''lerden bu tarafa, Türklerin Anadolu''dan atılması (tasfiyesi) konusunu kendine milli politika olarak seçmiş, bu amaca uygun olarak dönemsel politikalar geliştirerek yoluna devam ediyor. Bu ve daha başka sebeplerden dolayı asla müttefikimiz değil ve olamaz.
Son söz.
Bu milleti sahiplenen ve aidiyetle bağlı olan herkes, olup bitenlerin farkındadır. Politik stratejinin gereği yapılmadığı için Ege''de "Gücü bizimki ile kıyaslanamayacak" bir devlet karşısında geriliyoruz.