Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Dolar/TL'de AKP'nin son kartı

AKP''nin dolar/TL''yi düşürmeden 2023 yılında tekrar seçilme şansı yok. Bu nedenle hiç anket sonuçları ile değerli vaktinizi harcamayın. Kur 6,5/7 seviyesine geri gelmezse Erdoğan ve ortağı bir daha seçilemez. Kurun mevcut seviyesi yani 9 üzerinde kalması Erdoğan ve ortağının %30 civarında olması demektir. Nereden ölçtün de söylüyorsun derseniz cevabım güven endeksleridir. Tüketici ve reel kesim güven endeksleri aslında ekonomi hakkında yapılmış anketlerdir. Bu anket sonuçlarından elde edilen cevaplara verilen rakamlar toplanır ve bir endeks değerine ulaşılır. Endeks 0-200 arasında bir değer alır. 100 altında ekonomiye güvenin olmadığı, üstünde ise güven olduğu varsayılır.

TUİK bu endeks değerleri düşük çıkıyor diye geçen yıl işgücüne dair bütün soruları çıkartarak 50 olan rakamı yapay olarak yukarı çekti, 80 değerini verdi. 50 rakamının bize söylediği iktidara güvenin bittiği, yerlerde süründüğüdür. Endeksin 50 olduğu zamanlarda İmamoğlu''nun İstanbul zaferini de kenara not alalım. Şimdi size şunu soruyorum: Düzeltilmiş endeks 76,8 olmuş bu normalde 50''nin altına kırdığını gösteriyor, o zaman oy oranları ne hale geliyor? Ben söyleyeyim %30''un altına kırmış durumda…

Saray da bu gerçeği biliyor. Kamuoyuna açıklanan raporlarda rakamların şişirilmiş olmasının gerçek hayatta bir karşılığı yok. O zaman AKP dolar/TL''yi düşürmeli, böylece şirket maliyetleri düşerek enflasyon azalmalı, buna din ve milliyet sömürüsü katılarak seçimler tekrar kazanılmalı…

Peki düşünelim, AKP enflasyonu ve bağlı olarak kuru düşürmek için neler yapabilir?

1 - Yapısal reformları devreye alabilir: Bugün enflasyonun ana sebebi Türk tarımının bitmesi ve imalat sanayinin dış girdi ile çalışmasıdır. Bu zinciri kırmak için sanayiye yarı mamul üretecek dev tesisler kurularak, Türk tarımı için kooperatifçilik bazlı büyük bir tarım devrimi çıkış olabilir. Zaten bundan başka da yol yoktur. Ancak AKP''de bunu planlayacak, yaşama geçirecek kadro mevcut değildir. 2002 AKP''si ile 2021 AKP''si dağlar kadar farklıdır. Akil ve ehil akıllar partiden çıkmış, yerini rantiyeci kesim almıştır. Ayrıca anılan plan bir mucize olup yaşama geçse bile sonuçları 7-8 yıldan önce alınamaz. Eğitim ve hukuk alanlarında reform yapmaya zaten AKP''nin de niyeti yoktur.

2 - Katar ve Azerbaycan yardımları ile kura basabilir: Geçmişte bu ülkelerden oldukça yardım geldi. Katar''ın mahalledeki kebapçıyı da satın alacağına dair karikatürleri hatırlayın. Ancak bu yatırımlar ancak rezerv dolu iken anlık döviz talebine pansuman yapma amacı taşır yani esas değil yan çözümlerdir. Türkiye''nin Katar''dan para isteyecek yüzü kalmamıştır.

3 - Yüksek faizle dış borç alıp kura basabilir: Zaten AKP modelinin 2018 yılından beri yaptığı da budur. Merkezi yönetim toplam borcu 2018''de 1 trilyon TL iken an itibari ile 2,1 trilyon TL''yi aşmıştır. Ancak bu tablo devam ederken beraberinde kuru artıracak stresler de getiriyor. Türkiye''de iç ve dış gerginliklerin artması, ülkenin kötü yönetildiği algısını güçlendirip ekonomiye de güveni düşürüyor. Ülkeye yabancı sermaye yüksek faiz almadan gelmiyor. Dolayısıyla bu yöntemin de tıkandığını, artan siyasi ve mali stresin kuru vurduğunu görüyoruz.

4 - Merkez Bankası vasıtasıyla faizle oynamak: TCMB faiz indirimleri ile ekonomiyi canlandırmak isterken, ticari kredilerde yüzde 21,26''dan yüzde 19,38''e düşüş ve karşılığında kurda 1,5 TL''lik artış AKP''nin faiz hamlesini de adeta elinde patlatmıştır. Eski faiz indirimleri zamanında rezervler varken bol keseden kura basan AKP, şimdi rezerv bittiği için sıkışmıştır. Faiz indirimi ne canlılık ne kur düşüşü getirmiştir.

5 - Dış güveni kazanıp tekrar sermaye çekmek: 2002 yılında AKP''nin demokrasi ve adalet vurgusu başta AB olmak üzere büyük dış yatırımcı ilgisi çekmişti. Özellikle 2008 krizi sonrası Türkiye''ye ABD tarafından basılan dolar adeta hücum etmiş, kuru neredeyse 1''e kadar çekmişti. Ancak yıllar içinde otoriter yapıya geçiş, artan iç ve dış gerginlikler ''2018 Brunson Şoku'' ile su yüzüne çıkmış, ekonomin aslında ne kadar kırılgan ve dışa bağlı olduğu anlaşılmıştı.

Bu dönemde Erdoğan Brunson''ı serbest bırakarak ABD ile yeni bir sayfa açmaya çalışmış, Trump ile iyi bir kanal oluşturarak, 2018 Ağustos ayında 7,21 olan kuru Kasım ayında 5,15''e kadar düşürmüştü. Ancak rezervlerin artı oluşu, ekonomi yönetiminde gerçeklikten kopulmamış olması, AKP hakkında yolsuzluk haberlerinin bu kadar olmaması, enflasyonun zirve yapıp gerilemesi bu inişte hayati faktörlerdi.

Şimdi AKP, AB ve ABD ile ilişkileri onarmak için son kartını oynayacak. 20 Kasım sonrası Osman Kavala serbest bırakılarak batıya yeni bir mavi boncuk verilecek. Bir nevi Brunson etkisinin tekrar etmesi amaçlanacak ama bu boş bir çaba olacak.

Neden derseniz:

1 - Dünyada salgın küresel enflasyonu artırmış, Türkiye buna hazırlıksız yakalanmıştır. Enflasyon iç ve dış sorunlar nedeni ile düşmeyecektir.

2 - AKP''nin İhvancı, kurnaz, fırsatçı politikasına dış güven bitmiştir. Türk bankaları ve tesisleri değerinin altında olmasına rağmen borsaya 1 dolar dahi bu firmalara giriş için gelmemektedir.

Sözün özü 2023''de Türkiye yeni ve temiz bir başlangıç yapmadan kurun ve enflasyonun düşmesi için yapılan her hamle boşa çıkacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları