Dilsiz şeytanlardansanız...
“Ergenekon” dedikleri davadan 7,5 yıl hapis cezası almış, talebeliğinden beri tanıdığım kişiyle konuşuyorum. Yargıtay kararını verene kadar tutuksuz. Bu insanların neden hapis cezası aldıklarını bir türlü anlayamadığım için, gazetecilik dürtüsüyle arkadaşı sıkıştırıyorum: Yaşadıklarını safha safha illâ yazacağım... Efkâr-ı umumiye bilsin...
Bu dava tâ başından sonu belli bir dava olduğu için: “Hiç umutlanma ve kendini ’kötü’ye alıştır.” dedim. Onun, gevezeliğinden başka hiçbir suçu yoktur. Karşı fikirleri ulu orta tenkit eder sadece... Şunu sordum:
“-Nasıl olsa cezan tasdiklenecek... 7,5 senenin ne kadarını yatarsın?”
“-Üç yılı kapalı cezaevi, bir yılı yarı açık cezaevi, bir yılı denetimli serbestlik...” dedi.
(Cezaevi deyince; Halûk Kırcı’nın yeni kitabı çıktı: “Mağradan İzdüşümler.” Malûm basın-yayın organlarının yaygarası ve baskısıyla 20 seneden fazladır mahpus Halûk Kırcı... Eski ve yeni hapishanelerin vaziyetini, eksikliklerini gözlemine dayanarak anlatıyor. İleride ondan aktaracaklarımı okuyunca hayretler içinde kalacaksınız.)
Birileri “Darbe yapsak mı, yapmasak mı? Şöyle mi yapsak, böyle mi yapsak?” diye aralarında konuşuyorlar, meşru toplantıda subayları, mülevves fikirlerine âlet ediyorlar, kendileriyle birlikte o kadar insanı yakıyorlar.
Gazetelerde, insanların acıklı hikâyelerini okuyorum; içim burkuluyor.
Darbe yok; belki teşebbüs var ve belki sadece sohbet ettiler.
Bir tarafta dışarıdaki eski Kara Kuvvetleri Komutanı konuşuyor, diğer tarafta Balyoz’da bir numara gösterilen general cevap veriyor. Şu gerçek ki, darbenin planlandığı iddia edilen seminerde, ceza alan çok kişi bulunmamış bile... Ceza alanların toplamı 237... Bunların içinde 134 denizci, 41 havacı ve 21 jandarma subayı seminere katılmamış.
Birtakım CD’ler ortaya çıkıyor. İsmi geçenler kodese... İnsan şerefi, ordunun haysiyeti ayaklar altında.
Öyle bir ceza yağdı ki, aman Allah’ım!
Ardından “Ergenekon” dedikleri davanın sanıklarına geldi. Dudak uçuklatan cezalar. “Ergenekon” dediklerinden ceza yiyenler 275.
Balyoz’a bak 28 Şubat’ı gör diyecektim ki, Balyoz ve Ergenekon mahkemelerine göre çok farklı kararlar verildi. Her duruşmada subaylar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyorlar. Tutuklu sayısı 5’e inmiş.
Benim nazarımda gözle görülen, elle tutulan darbe 28 Şubat’tır. Gerçi kitabına uydurulmak istenmiştir ama acı çeken çok insanla karşılaştım ve zamanında çok ağır yazılar yazdım.
Mahkeme hakkı teslim ediyor. İntikam duygusu gütmüyor, olması gerekeni yapıyor. Bu kadar insanın içeride tutulması anlamsızdı.
Niçin bu davaları yazıyorum?
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!” hadisini/kelâm-ı kibarını şiar edindiğim için.
Eûzu bi’llâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm! (“Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.”)
Müslüman bir insan, eğer vicdanı varsa, Balyoz’da, Ergenekon’da, 28 Şubat’ta neler oluyor? Neden bir kısmı içeride, bir kısmı dışarıda diye düşünür. Bir haksızlık var mı, yok mu kafa yorar. Çok kişi mağdur edilmiştir. İleride mağduriyetlerin nelere yol açacağını hiç düşünmüyor musunuz? Eğer siz dilsiz şeytanlardansanız söyleyecek sözüm yoktur.