Demokrasiden kaçış
Anayasa değişecek ya. O sebepten demokrasi geliyormuş.
Aslında geliyor dedikleri şey gidiyor.
Demokrasi götürülüyor.
Tıpkı, kız kaçıran birinin kızı götüreceği eve telefon edip “gelin getiriyorum” demesi gibi.
Bir de kızın tarafına sor bakalım. Getiriliyor mu götürülüyor mu?
Haydin niyetinizin halis olduğuna düşünelim bir an. Siz iyi niyetin kavgayla, tehditle söylendiğini nerede gördünüz?
“Ya yeni Anayasa değişikliklerini onaylarsınız; ya da millete giderim”.
Tehdide bakın.
Tamam gidin millete.
Ne diyeceksiniz?
“Biz seçim barajını düşürmedik. Parti içi demokrasiye yönelik Anayasaya tek bir madde koymadık. İşimiz gücümüz yüksek yargı merkezlerine adam koymak” mı diyeceksiniz?
Buyurun, söyleyin lütfen ne diyeceksiniz?
Demokrasi getiriyoruz.
Söyleyeceğiniz bu.
Bu durumda oylamada “evet” diyenler, sizin getiriyoruz diye götürdüğünüze aldanacaklarından aslında samimiyete oy vereceklerdir.
Demokrasinin zayıf tarafı da bu. Politika ve söylem doğru değilse, halk yanlışa oy vermiş olur. Bu durumda doğru demokrasinin ve millet iradesinin aslına uygun çıkmasının tek koşulu, politik dürüstlüktür.
Ahlak rafa kaldırıldı mı demokrasi ve onun göstergesi olan halk iradesi sonucu yanlış söyler.
Yüreğiniz varsa işin doğrusunu söyleyin, çarpıtmayın milli iradeyi, hakkı söyleyin. Eğer öyle söylediğinizde halk size evet diyorsa saygı duyarız.
Anayasaya seçim barajını indirmeyi koyun. Millet millet diye çok gönderme yaptığınız millete ne kadar güvendiğinizi gösterin.
Koyun ki millet tüm katmanlarıyla Mecliste temsil edilsin ve öz anlamına uygun temsili demokrasi olsun.
Yetmez.
Eğer millete güvenmede samimi iseniz, şu yeni Anayasa taslağınızı milletin önüne toptan koyarak “yersen ye” diye değil, “buyur istediğini seç” diye koyun.
Olmaz; “ben toptan oylama yaptıracağım” dediniz mi, bizim de “Ey arkadaş, hani demokrasi havarisiydiniz ve millete inanıyordunuz. Niye istediğini seçmesi için müsaade etmiyorsunuz” diye sorma hakkımız doğar!
Yanlış mı?
Bir şey daha; neden hâkimleri politik güce belirletiyorsunuz? Yüksek yargıçlar, Anayasa Mahkemesi’ne seçilmek için torpil arasınlar diye mi?
Torpil bulmak için de iktidarın etrafında dolansınlar diye mi? Hukuki gücü politik güce eğilir hale getirmek, kuvvetler ayrılığının neresi ile örtüşüyor merak ediyoruz.
Demokrasi, politik gücün her istediğini yapması değildir. Bu durumda karşımıza monarşi çıkar. Biz içi boş demokrasiyi ne yapalım. Bize hukuk devleti kurallarını içeren demokrasi lazımdır. Çünkü, politik iktidar ve bürokrasi tepesinde duran hukuka uysun, yönetenler yetkilerini bu çerçevede kullansın diye. Hâl böyle olunca da mutlakıyet biter. Siyasal karar ve davranışların hukukiliği öne çıkar. İşte tam bu noktada işleyişi takip edecek bir mekanizma gerekir ki bunun adına İdari Mahkemeler ve Anayasa Mahkemesi denir.
Mahkemeler, millet adına yürütmenin hukuka uygun davranıp davranmadığını denetleyerek, hem demokrasinin varlığını korur ve hem de kurulu düzenin işleyişinin bozulmasını engeller.
Şimdi siz, kurulu temel yapıya yürütme olarak müdahale ediyorsunuz. Yetmiyor bizi tehdit ediyorsunuz.
Getiriyoruz dediğiniz demokrasi, kaçırdığınız yani götürdüğünüz şeydir.