Demokrasi bayramı ne zaman kutlanacak?
Bayramın ilk gününe binaen, öncelikle herkese "iyi bayramlar" diliyorum… Gün bayram günü olunca da aklıma ister istemez "birlik-beraberlik" geliyor ancak seçim arifesinde ülkece kaybettik birlik duygumuzu…
Ötekileştiren söylemler, her zamankinden daha ağır… Gerginlik hat safhada. Tabi, kutuplaşma da…
İstanbul'u kazanmak için her yol mubah gibi. Tüm kozlar oynanıyor…
Kozlar oynanıyor oynanmasına da olan bize oluyor!
Gündelik yaşamda pek ala birlik ve beraberlik içinde olduğumuz komşumuzla bile ötekileştiriliyoruz… Toplumsal dayanışma hızla azalıyor…Yaşanan şiddet olayları gösteriyor ki, kutuplaştırma, toplumda ancak kin ve nefret duygusunu arttırıyor…
Oysa, ülkeyi rejim değişikliğine götüren referandum öncesi bas bas bağırdık:
Parlamenter sistemlerin temel özelliği devlet başkanının partisiz, partiler arasındaki yarışın dışında, hatta üzerinde bir fonksiyona sahip olmasıdır; devlet başkanını bu yarışa dahil etmeyin, bozmayın dengeyi dedik… Bölünürüz dedik… Kim hakem olacak dedik… Sesimizi yeterince duyuramadık veya aksini iddia edenler daha ikna edici oldu; sonuç ise ortada…
Yeni sistem kimseye yaramadı…
Devlet parti malına döndü. Şimdi ise bu mallardan birini, İstanbul'u kaybetmemek için mülkiyet yarışına girmiş bir iktidarla karşı karşıyayız.
Oynamadığı oyuncağı başkası tarafından alınınca, bir anda oyuncağına kıymet veren çocuk gibi çekiştiriyor İstanbul'u… Karşı taraf bir bıraksa tekrardan yüzüne bakmayacak; ihanete devam edecek de işte mühim olan kaybetmemek!
Dil, din, ırk veya hayat görüşündeki farklılıklar öteden beri vardı… Bu farklılıklar öteden beri siyasete alet ediliyordu ama bu kadar centilmenlik dışı bir yarışa ilk defa şahit oluyoruz.
"Siyasi show alanları" olan miting meydanlarında namaz kılındı…
"İstanbul'u Konstantinapol yapmak isteyenler, 23 Haziran'da cevabını alacak" gibi muhalefeti düşman gibi niteleyen bir söz bile söylendi…
Son olarak YSK, seçimin yenilenmesine sebep gösterilen "hatalı oluşturulan sandık kurullarındaki" görevlendirmeleri yaptığı için haklarında soruşturma başlatılan ve terör suçu ile itham edilen İlçe Seçim Kurulları üyeleri ve seçim müdürleriyle seçime gitmeye karar verdi… Yani, 23 Haziran'da yine, YSK'nın seçimin yenilenmesine sebep gösterdiği kişiler görev alacak…
Böyle bir kararın, hukuken izahı mümkün olmadığı gibi, mantıklı bir izahı da yok.
Sanki milletin aklıyla dalga geçiliyor!
Sonra ise yargı reformu açıklanıyor ve YSK'nın niteliğinin değiştirilmesi, kararlarının denetimi gibi hususlarda bir kelam etmeyen bu belgeyi samimi bulmamız bekleniyor…
Seçimler için "demokrasi bayramı" denilir ama bu şartlarda seçimler nasıl demokrasinin bayramı olacak?
Demokrasi bayramı ne zaman kutlanacak?
Aslında cevap basit:
Herkesin kendi payına düşen öz eleştiriyi yapıp; milletin iradesine, itibarını kaybetmiş birtakım kurullar aracılığıyla ket vurulmaya çalışılmadığı zaman.
Bu açıdan 23 Haziran demokrasi bayramı olur mu? derseniz; vatandaşlık görevimizi yerine getirip, sonrasında da sandıklara sahip çıkarsak, maşaya dönmüş kurullara bir koz vermezsek, neden olmasın?