Değerlerimize dokunmayın

Ülkücü-Milliyetçi öğretmen, şair Arif Nihat Asya’nın “DUA” şiirini okuyan Cumhurbaşkanı, başbakanlığı döneminde aynı şairin yürekleri ısıtan “Bayrak” şiirini okullarda yasak etti.
Hâlbuki Dua ile Bayrak birbirini tamamlıyordu.
Bayrak şiiri “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü/ kız kardeşimin gelinliği /Şehidimin son örtüsü” diye başlıyor ve Dua, Mehmet Akif’in de söylediği gibi “Tüllenen Mağribi, akşamları sarıyor” bütün encamıyla milli vicdanımıza.
Dua’yı kendi sesinden okuyan Cumhurbaşkanı, sıra “şehidin son örtüsü” olan bayrak şiirine gelince neden yasaklattı?
“Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım” dediği için mi?
“Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım” diye haykırdığı için mi?
Kısacası daha Türk, daha milli, daha milliyetçi olduğu için mi?
Çanakkale ruhu da millidir; içtendir; vatanseverlikle doludur ve en önemlisi de milliyetçidir. Tezadı sevmez.
Bir taraftan “Bizi sen, sevgisiz, susuz havasız/ Ve vatansız bırakma Allah’ım” diyen kutlu şairin, milliyetçilikle yüklü gönül bulutlarının sesini ağzınıza alacaksınız, sonra da bütün ülkeyi bölecek, ayrıştıracak, ötekileştirecek, bu ruha iman etmiş gönül adamlarının davasını “ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım” diyerek, aklınızca ezeceksiniz..
Bir taraftan Çanakkale’yi önemsediğinizi gösterecek, öte taraftan Türk’ün adını defterden silmeye çalışacaksınız. Madem öyle, haydi, bütün Türkleri çıkar, sonra geriye kim kaldıysa buyur Çanakkale’yi kazan da görelim.
O “dua”, Türk Milliyetçilerinin, vatanseverlerin duasıdır.
Size uymaz.
Haramdan uzak, bölmeyen bütünleştiren, ayırmayan birleştiren, kovmayan kucaklayan ülkü devlerinin duasıdır.
İlişmeyin...
Lütfen herkes kendi meşrebinden yürüsün... Bizim değerlerimize dokunmayın.
Yollarımız farklı.
Arif Nihat Asya’nın yolu, Tuğrul Bey’in, Çağrı Bey’in, Ertuğrul Gazi’nin Osman Bey’in, Pirî Türkistanî Hoca Ahmed Yesevî’nin yoludur.
Işık; o ışık, gönül o gönüldür.
Size gelmez.
Siz, Şeyh Edebali’nin, kolonizatör Türk dervişlerinin Bizans’tan alıp, “adı güzel, kendi güzel Muhammed” adına “boy boylayıp, soy soyladıktan” sonra Dedem Korkut hürmetine, güzel adlar koyup Türkleştirip, vatanlaştırdığı Anadolu’yu sanki gerisin geriye verecekmiş gibi konulan adları siliyor, eskilerini getirmeye çalışıyorsunuz.
Siz, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif’in “bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor” dediği Çanakkale kahramanlarının torunlarını Alevi, Sünni diye bölüyorsunuz.
Siz, her bir Mehmetçiğin uğruna hilal olup battığı bu vatanı, 40 etnik parçaya ayırmaktan çekinmiyorsunuz.
Siz, çelik tabyalara meydan okuyan bir milletin, arının bala koşması misali ölüme koşuşunu unutmuş, Oslolarda pazarlık yapıyor, ülkeyi bölmek isteyenlerle fink atıyor, zaferler kazanan Kurtuluş Savaşı’nın parlamentosunu, ortadan kaldırıp yok etmek istiyorsunuz.
Siz, “yeleleri alevden al bir ata binmiş yüce dağları aşan”, Çanakkale’de göğsünden kurşunlanan Mustafa Kemal’in tüm emeklerini bir çırpıda silmek istiyorsunuz. Hem de rahat koltuklarda, sırça saraylarda. Değerlerimize dokunmayın... Herkes kendi kitabından konuşsun..

Yazarın Diğer Yazıları