Cevabı beklenen sorular
Anayasayı MHP ile mi yapacaksınız? Demek ki Türkiye’de taşlar yerinden oynadı ve tarihin yönü Türk Milliyetçilerine döndü.
İlginç!
Niye ilginç? Çünkü Türk milliyetçiliği, tarihselliği, taşıyıcı toplumu ve tarihi bizzat yapanı temsil ediyor. Bu durumda, kurucu toplumla bir paralellik kurmak ve onu temsil edene yaklaşmak nasıl önemli olmasın?
Düşünsenize daha düne kadar siz, “MHP ırkçıdır” diyordunuz.
Hatta öyle liberaller vardı ki, tüm herkese özgürlük tanırken bir tek MHP’ye tanımıyor, Meclis’ten de ülkenin gündeminden de hatta tarihten de silinsin istiyordu.
Öfkeye, kine, nefrete bakar mısınız?
“Milliyetçilik dönemi bitti. Hele Türkçülük hepten yok oldu. Şimdilerde bölücülük moda” diyen bu grup, milleten beklediği ilgiyi göremedi. Tüm zorlamalara rağmen MHP Meclis’e girdi. Üstelik durumdan vazife çıkaran Başbakan CHP’ye gözdağı vermek için “MHP ile yeni anayasa yaparız” bile dedi.
E, ne olacak şimdi?
Tam da soruya cevap aranacağı sırada Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök bu soruyu liberallere soruyor.
Haklı!
Ancak bir cevap alacağını sanmam. Çünkü Türkiye’de liberal denilen kesimin en büyük özelliği kendileri ile çelişmeyi yazarlık, ilericilik, aydınlık olarak görmeleridir. Hoş; bir cevap yazsalar ne olacak?
Sadece kocaman bir hiç.
Bu adamlar, bölücülere istek talebinde bulunurken ve Türkiye topraklarını gerekirse kendilerince bölüp başkalarına dağıtırken, tarihi kuran ve yapan, asıl büyük toplumu göz ardı etmiyor mu?
Bakınız, adamlar Diyarbakır’da kendince bir üs kurmuş, alternatif parlamento toplamaya uğraşıyor. Aralarından bir başkası çıkıp, “ya söylediklerimizi dikkate alın veyahut özerklik kararı alırız ha” diyor. Yüksekova’da iki asker cadde ortasında şehit ediliyor. Cinayeti işleyenler meçhul. Peki, bu faili meçhullerin araştırılmasını kim istiyor Türkiye’de?
Hiç kimse!
Herkes bölücü kayıpların peşinde.
Neden kimse şu soruyu “özerklik isterim ha? Yok, Kürt toplumunun beklentileri var; halkımıza şunu söz verdik” diyenlere, Kürt halkının ne kadarını temsil ettiklerini sormuyor. Yüzde kaç oyla, özerklik istediklerini açıklamalarını istemiyor.
İşte seçimler bitti.
“Kürt halkı” dedikleri kesimin büyük çoğunluğu bunlara oy vermedi. Demek ki ürettikleri politikaları benimsemedi. Demek ki, kabul alanı içinde görmedi. Hem de tehdit edilmelerine rağmen, bunları seçmedi. Yüzde altılık bir dilimin desteklediği, bölücülüğün tüm Kürtler hakkında “halkım” nitelemesiyle konuşmasının pratiği yok. Tabansız bir kitlenin, homojen bir siyaset üzerinden siyasal taleplerde bulunmasının neresini Kürtlerin tamamıyla ve genel oy iradesiyle ilişkilendireceğiz?
“Özerklik kurarım” diyenler, olsa olsa temsil ettikleri yüzde altının özerkliğini kurabilirler -ki büyük kütlenin onayını almadıklarından-, bu durum siyasi yetersizlik olarak açıklanabilir.
“DTP Kürt halkını temsil ediyor” diyen ve öyle görüp topluma anlatan başta liberaller olmak üzere tüm “Kürt realitecilerini” son seçim sonuçları yalanlıyor.
Öteden beri sürüp gelen bu gerçeğe rağmen “parlamentoda MHP gereksiz” diyen liberaller ve benzerleri, niçin asıl gerçekliği görmeyip, toplumsal azınlığa (oya) dayalı siyasal bir grubun (DTP’nin) taleplerini, o siyasal grubu reddeden büyük kitleye (tüm oy vermemiş Kürtlere) rağmen destekliyor?
Haydi, buyurun verin cevabınızı?