Cephe gerisine bakın!
Cephe gerisini sağlama almadan cephede savaşamazsınız. Cephe bilinendir; hedefi şaşırmazsınız. Ama cephe gerisinde potansiyel bir "düşman" vardır ve kimler olduğunu tespitte zorlanırsınız. Yine bazı karineler vardır: Meselâ imzacılar, meselâ zamanında A. Öcalan'la, Karayılan'la, Cemil'le... röportaj yapanlar, mutluluk pozları verenler... HDP/PKK'ya oy verdiklerini açıklayanlar... PKK'ya sempatilerini gizlemeyen entel, yazar takımı... Adım adım takip edilmeli, PKK propagandasına fırsat verilmemelidir.
Eğer biri çıkıp: "Türk bayrağı adı değişsin devlet bayrağı olsun" diye HDP/PKK'nın eş başını referans gösteriyorsa (YouTube'da bu akıl almaz saldırıyı dinleyebilirsiniz.), sırf Saray'a yaranma taklaları attığı için taltif edemezsiniz, köşe yazdıramazsınız. (Adını açık açık yazıyorum: Hilal Kaplan. İsterse gitsin mahkemeye... Sözleri internette dolaşıyor zaten. Asıl kendi kendisini hedef gösteriyor.) Yanlış yazmayayım diye tekrar dinledim. Kanım beynime çıktı! Savaşın içindeyiz, kimileri suret-i haktan görünüp, en olmadık bir anda size sırt çevirirler, yine "Türk bayrağının adı değişsin" deyip PKK ile yan yana gelebilirler. Sonra "Ah biz kimleri beslemişiz" der, başınızı duvarlara vurursunuz. Bu tedbirler aynı zamanda bölücülerle mücadelede bir samimiyet ölçüsüdür. PKK'ya gönlü yattığı hâlde sırf sizi destekledikleri için adamları tutarsanız, kimse sizin bölücülerle mücadele edeceğinize inanmaz.
CHP, kendisine çekidüzen vermelidir. Üniversiteler kılı kırk yarmalıdır. CHP içinde PKK gibi düşünenler az değildir. Şu satırlar bir CHP sevdalısına aittir:
"Partinin özellikle genç kanadına sesleniyorum: Etrafta sinsice gezen anti propagandalardan nasibinizi almış olabilirsiniz. Sizi Atatürk, İnönü ve Cumhuriyet'in ilk yılları aleyhine dolduran onca yayını ve nifak tohumcusunu ibretle izliyorum. Lütfen nereye ait olduğunuzu unutmayın ve... Ankara PKK bombacılarını ölümüne kınamadan, Berkin Elvan veya Ali İsmail Korkmaz'ın hesabını soramazsınız! Böyle bir çelişkiye düşemezsiniz! İnandırıcılığınız kalmaz! Ayrıca şunu unutmayın ki, sol bir parti, etnik tercihle kitle siyaseti yapamaz. Bu nedenle sizleri CHP içinde marjinalleştirmeye veya daha doğrusu radikalleştirmeye çalışanların oyunlarına gelmeyin. PKK teröründe de tek suçlu olarak bu yetersiz hükümetin istihbarat zaaflarını öne süremezsiniz! Haberiniz ola..." (Bedri Baykam, 15 Mart 2016, odatv).
Gülay Hanım (Boğaziçi rektörü) ne haber? Üniversitenden birini tutukladılar. Suçu PKK propagandası yapmak. 1128 imzacı içindeymiş. Sahi 12 Mart'ta zenginleri toplayıp para isteyecektiniz... Hani bunun için Hürriyet'i kullanmıştınız. Topladınız mı zenginleri? Zenginler muhakkak düşünmüşlerdir... Ya bağışladığımız parayla PKK'lılara burs verirler, üniversiteye PKK destekçisi öğretim üyelerini alırlarsa!...
Zor zamandayız biliyorsun Gülay! En fazla imzacı sizde (PKK tezini savunan imzacı 81, PKK tezini savundukları için haklarında soruşturma açılanlara destek bildirisine imza atanlar ise 151.) ve ayrıca savcılık imzacıların örgütlenme üssü olarak sizdeki bir ismi işaret ediyor. Şimdilik üç imzacı tutuklandı, diğerlerine de uzanırlar mı, bilemiyorum. Farklı muamele edilirse olmaz herhâlde...
Savaşın içinde cephe gerisi boş bırakılamaz ve kimseye müsamaha gösterilemez!