Çatırtıyı duyuyor musunuz?!
Gerçekten hükûmet-cemaat kavgası mı var? Gerçekten “paralel devlet”ten bahsedilebilir mi?
Biz daha talebeyiz. Ticaret Bakanı Millî Cephe Hükûmetleri sırasında MHP’nin elindeydi ve bakan Agâh Oktay Güner’di... Arkadaşlarımız Ticaret Bakanlığı’nda işe başlamışlardı. Yanlarına gider gelirdik. Bir odada birkaç kişi oturuyor ve bazıları birbirlerine mesafeliydi. Biraz yüksek sesle konuştuğumuz zaman bir arkadaş parmağını dudaklarına götürür, sus işareti yapar veya kulağımıza eğilerek yandakini göz ucuyla işaret eder: “Yavaş konuşalım. Duymasın. Agâh Oktay Bey’in adamı!” derdi.
Agâh Oktay Güner Bey (Şimdi bu satırları okurken tebessüm ediyordur!), MHP’nin içinde ama, Kubbealtı Akademisi ile ilişkilendirilirdi. Kubbealtı’nın öncüleri Ekrem Hakkı Ayverdi-Samiha Ayverdi idiler ve aramızda, Kenan Rifaî’ye bağlılıklarından dolayı kısaca “Rifaîler” diye bahsedilirlerdi. (Sonra fakülte bitince İstanbul’a geleceğim ve Beyazıt’taki Kubbealtı’nda, salı ve cuma günleri verilen konferanslara ben de katılacağım. Hatta iki çocuğumun annesini de o sıra tanıyacağım!)
MHP içinde veya devlette paralel bir yönetim mi kuruyordu Rifaîler? Alâkası yok. Bunlar geldi geçti...
Benim bildiğim tek paralel devlet var: PKK-AKP arasındaki antlaşmalı paralel devlet! (Dikkat: “Anlaşmalı” demedim; “Antlaşmalı!” Oslo’da imzaların atıldığı yazılıp duruyor!) Kandil, Ak Parti yönetimine bayağı imtiyaz tanımış(!): Ankara’da sen otur, Güneydoğu benim... Sesini çıkarma! Yoksa silâhları konuştururum!
AKP, Kandil’le antlaşmasına harfiyen uyuyor. Dikkatleri başka yere çekmek için bir başka “paralel devlet”ten bahsediyor.
“Cemaat”, “Câmia”, “Hizmet”, “Gülen Herakâtı”... (Bir türlü ad bulamadık!) Her neyse... Kastedilen belli... Hükûmetle kanlı-bıçaklı hâle geldiler. Niye? Bu sorunun cevabı “Niçin?” ve “Nasıl?” soruları sorularak verilebilir.
Tecrübeli gazeteci Timuçin Mert, “Niçin?” ve “Nasıl?” sorularına insanlarımızın cevap bulabilmesi için “Çatırdayan İttifak”ı yazdı. (376 s., Buğra Yay., 0212 534 33 07)
“Çatırdayan İttifak”, okuyucuya doneleri ve argümanları sunuyor ve sebep-sonuçla siz soruların cevabını alıyorsunuz. Kitabın önemi burada.
Timuçin Mert, bölüm başlıklarını “Varan 1”, “Varan 2” diye sıralamış... 13 bölüm. Kim kime ne söylemiş hepsini kitapta buluyorsunuz.
Başlangıç “Oslo Görüşmeleri”... “Oslo Görüşmeleri”nin bütün “sızıntılar”ı veriliyor. Ardından bu sızıntılar üzerine kimin ne söylediği sıralanıyor. Ana tartışmalarda bu yolu denemiş Timuçin Mert... O zaman meseleye bütün olarak bakabiliyorsunuz.
Biliyorsunuz Oslo görüşmeleri metni ortaya çıktıktan sonra “PKK-AKP mutabakat metni” de açıklandı. Dokuz maddelik bu metin de kitapta yer alıyor.
7 Şubat’ta MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması, Cemaat-AKP iplerini zedeledi ve sonra mahkemelerdeki tayin furyaları ipi inceldiği yerden kopardı.
Timuçin Mert, gazetecilik tecrübesiyle ileride meselenin neye döneceğini sezerek ilk adımı attı. “Çatırdayan İttifak” konusu itibarıyla yakın tarihin tek belgesi.
Kafa karışıklığını gidermek için bu tür yayınlar gerekiyor.