Bugün bayram mı?
Müslümanların içler acısı hâlini görüp de “Bugün bayram!” diyebilir miyiz? Her taraf kan, herkes birbirine şüpheyle bakıyor ve herkesin Müslümanlığı kendisine göre... Ve bu arada “İslâmcılık” tartışması yapabiliyoruz! Tarihin hiçbir döneminde İslâm birliğinden bahsedilemez. Bahsedilse bahsedilse kılıç zoruyla alınmış topraklardaki aynı çatı altında toplanan Müslüman kavimlerin birliğinden bahsedilebilir ki, sonra fırsatını yakalayan her kavim diklenmiş ve kendi yolunu çizmiştir. Zamanında “komünizm” nasıl bir tuzak ve emperyalizmin aracı olmuşsa, “siyasî İslâmcılık” da -Türkiye için- bir tuzaktır ve “Türk”ü silmenin adıdır! Kesin bir dille söylüyorum... Bilgime ve tecrübeme güvenin!
Yine “bayram” diyelim ve iç acıtıcı konulara girmeyelim.
İsmail Hami Danişmend, değişik Fransızca, Arapça, eski Osmanlıca kitaplardan derlediği anekdotları 10 defterde toplamış. Bu defterler “Tarihî Hakikatler” başlığı altında iki cilt hâlinde yayınlandı.
İsmail Hami Danişmend, bir notunda rüşvet alan ilk padişahtan bahseder. Hemen kafanızda şimşek çakmıştır. İlk padişah varsa, son padişah da vardır... “10 milyon $”ı az bulup “Nasıl olsa kucağımıza düşecek” diyen bir “padişah” akla geliyor mu? 17 Aralık desem, 25 Aralık desem?!...
Hayır... Bugün bayram. Bayramdan bahsedeceğim! İsmail Hami Danişmend “Eski Bayramlarda Muayede Garabetleri” başlığı altında, “Osmanlı tarihinin son devirlerinde halk arasında-ki bayramlaşma âdetleri mühim bir değişikli-ğe uğramadığı halde, ’muayede’usulleri çok değişmiştir.” diye yazar.
“Bayramlaşma” ile “muayede” aynı kelime. Birincisi Türkçe, ikincisi Arapça.
Danişmend şöyle devam eder:
“Fakat Osmanlı teşrifatında aynı mefhumu ifade eden bu iki kelime-nin Türkçesi halka ve Arapçası devlete hasredilmiştir. Bu bakımdan ’bayramlaşma’demek, halkın Ramazan ve Kur-ban bayramlarında birbirini tebrik etmesi ve ’Muayede’de-mek de padişahla Sadrazam ve Şeyhülislâm’a muhte-şem merasimle ’arz-ı tebrik’edilmesi demektir.
Bayramlaşma âdetlerimizin hemen hiç de değişmemesine mukabil, muayede usullerimiz bilhassa Tanzimat’tan itibaren tamamiyle değişmiştir. Bu değişikliklerin derecesini anla-mak için Osmanlı teşrifatnamelerine şöyle bir göz gezdir-mek kâfidir. Fransız Türkologlarından Jean Deny eski Os-manlı teşrifatının incelikleri itibariyle hiçbir millette misli-ne tesadüf edilmeyecek kadar mükemmel olduğuna kanidir. Elimizdeki teşrifatnamelere bakınca bu fikre hak vermemek kabil değildir. Yalnız muayede merasimine göz gezdirmek bile kâfidir.
Tanzimat’a kadar padişahtan başka Sadrazam’la Şeyhülislâm’a da muayede merasimi yapıldığı halde, Tanzimat’tan sonra bu tabir yalnız padişaha hasredilmiştir.”
Vak’anüvis Es’ad Efendi “Teşrifat-ı Kadîme” isimli eserinde bayramlaşma garabetinden bahsetmiştir. Muayede, Sadrazamlıkta, Seyhülislamlıkta ve Topkapı Sarayı’da yapılırmış. Ramazan içinde başlar, altı gün sürermiş.
Bu âdet Tanzimat döneminde kaldırılmış ve sadece bayramın birinci günü padişah bayram tebriklerini kabul etmiş.
Allah acı yaşatmasın, her gününüz bayram olsun.