Bu, ‘kin ekme’ paketidir!
Israrla üzerinde durduğum bir konuyu, üstelik Abdullah Öcalan’la zamanında yakınlık kurmuş bir kişi işliyor. O kişinin, A. Öcalan çiçek verirken çekilmiş fotoğrafı basın-yayın organlarında çıkmıştı. Hakkında menfî bahsedilmek istendiği zaman o fotoğraf hatırlatılır ve yayınlanır. Ben dahi, bir programda, kabullenemediğim için, kendisine “Çiçeği ne yaptınız? Kuruttunuz mu?” diye -televizyon diliyle söylersek- lâf sokuşturmuştum!
O kişi Doğu Perinçek’tir. İlim adamı yönü ağır basan bir yazı yazdı. Diyor ki:
“Soru şudur: / Kürtçe tek bir bilim kitabı var mı? / İki kitap değil, tek kitap! / Bir dille eğitim yapabilmek için... / Bu soru önemlidir. Çünkü bilim kitabı yazılmamış bir dille eğitim yapamayız. / Eğitim derken, üniversite sonuna kadar, hatta lisansüstü eğitimden söz ediyoruz. / Bir dilde eğitim yapabilmek için, o dille yazılmış, / Yüzlerce hukuk kitabı olması gerekir. / Yüzlerce tıp kitabı olması gerekir. / Yüzlerce ekonomi kitabı olması gerekir. / Yüzlerce sanat, kültür kitabı olması gerekir. / Çince, Rusça, Arapça, Farsça, Türkçe, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca binlerce, on binlerce ekonomi, hukuk, fizik, kimya, biyoloji, tıp, sanat kitabı var. O nedenle bu dillerde eğitim yapılabiliyor./ Tek bir bilim kitabı yoksa... / Kurmanc diliyle yazılmış tek bir bilimsel kitabın olmayışının bir anlamı var. Demek ki, o dille bilimsel kitap yazılamıyor. / Nedenleri üzerinde durmuyoruz, pratik bakıyoruz: Milyonlarca çocuğumuz o dille hekim, hâkim, öğretmen, iktisatçı, mühendis, idareci, tekniker, bilim adamı olabilecek mi? / (...) Bu satırları yazan arkadaşınız da [D. Perinçek], Bekaa’da aynı vurguları defalarca dinledi ve yazdı. Öcalan şöyle diyordu: ‘Ne Kürtçesi, ben rüyamı bile Türkçe görüyorum.’(...) Kürdümüzün uygarlık ve eğitim dili olarak en iyi gelişebileceği dil, Türkçedir. / Kürtçe eğitim yapılamayacağı gibi, bir de ‘Hangi Kürtçeyle eğitim yapılacak’sorusu vardır. / Kürdümüze dürüst davranacak isek... / Kürtçe eğitim iddiası, bir çıkmaz sokaktır.” (Doğu Perinçek, “Kürdistan kurulsa eğitim dili Türkçe olur”, Aydınlık, 17 Eylül 2013).
Avrupa Birliği, Başbakan Recep T. Erdoğan’ın, “akredite” basın-yayın organlarının genel yayın müdürlerini ve Ankara temsilcilerini, işinden gücünden edip sustalı maymun* gibi karşısına dizerek okuduğu “Demokratikleşme Paketi” nden çok memnunmuş. AB Bakanı Egemen Bağış öyle diyor. Avrupa Birliği memnunsa, millî hassasiyetle karşı çıkanlar haklıdır demektir. (Avrupa Birliği’nin bu “Kin Ekme Paketi”nden neden memnun olduğunu yarın açıklayacağım.)
Kürtçe eğitim veren özel okullar açılacakmış. Kurslar açılmıştı... Kaç kişi gitti? Mantığa sığmayan şeyler yapılırsa, insanlar hüsrana uğrarlar. Kardeşi kardeşe düşürmek istersen, AKP yönetimi gibi paket hazırlayacaksın.
“Türk” adına düşmanlık insanların gözünü nasıl da karartıyor.
(*Sustalı maymun: “Bir şeyi yapmak/kabullenmek için hazırda bekleyen, inisiyatif kullanamayan, mantık ve vicdanına sorma becerisi olmayan kolay yönlendirilebilen insan türü.” Ekşi Sözlük)