Bu akademisyenler örgüt bağlantılıdır!
Yıkıcılara, bölücülere en açık desteği 202 “akademisyen” verdi. PKK’ya destek bildirisiyle 20 “âkil”, 30 “aydın” müsveddelerinin de önüne geçtiler.
202 alçağın taleplerine bakın siz:
1. Âkil İnsanlar Heyeti’nin kurulmasını ve çalışmalarını, Meclis’te çözüm süreci ile ilgili bir yasa çıkmasını ve Dolmabahçe Mutabakatı’nı olumlu karşılıyoruz.
2. Abdullah Öcalan’ın tecridinin tıpkı Mandela örneğinde görüldüğü gibi, kalkması gerektiğini (savunuyoruz).
3. Türkiye’de kök salmış olan Kürt düşmanlığının da ancak bir Hakikatler Komisyonu kurulması ve geçmişte yaşanan felaketlerin aydınlatılması ve sorumluların ortaya çıkmasıyla son bulacağını (belirtiyoruz).
PKK’nın emir eri 202 akademisyen herkesi kendileri gibi biliyor! “Kürt düşmanı” kim/kimler? Kim “Kürt düşmanı” ise en şerefsiz adamdır.
Üçüncü maddede şuurlu bir yanlışlık yapılmış, “PKK düşmanlığı” diyecekleri yerde, kendilerini gizlemek için “Kürt düşmanlığı” demişler. Çünkü talepleri Kürt kardeşlerimizin değil, PKK’nın talepleridir.
Belli ki, eski Sovyet güdümündeki TKP (Türkiye Komünist Partisi) örgütlenme şeklini benimsemişler. Üçer beşer kişilik hücreler hâlinde çalışıyorlar. Liste merkezî hücrede. Böyle bildiri yayınlamak, eylem yapmak için lâzım oldukça hücreler aynı hedefe yöneltiliyorlar.
Bir dağdan bir bayırdan bir araya gelmenin başka izahı olamaz.
Bu bildiriyi hücrelerin merkez yönetimi istemiştir. Merkez yönetime emir Kandil’den PKK’nın Brüksel’deki uzantısına geliyor, Avrupa uzantısı da içerideki uzantı HDP’nin eş başı Selahattin’i Brüksel’e çağırıyor ve aynı maddeleri emir sigasıyla sıralıyor. HDP ve 202 “akademisyen” merkezî hücresi ayrı ayrı çalıştığı için, Selahattin’in emir taşımasına gerek yok. Haberleşmenin bin türlü yolu var. Emir alınır alınmaz, hücrelerden toplanan imzalar bir araya getirilip yayınlanıyor.
Bir gizli örgüt var; bu kesin. MİT yine uyuyor mu? Bu gizli örgütün açığa çıkarılması gerekmez mi?
İhanet şebekelerine karşı sessiz kalamayız.
Ülkelerini sevenler bütün demokratik haklarını kullanmalıdırlar.
Bildiriyse bildiri, nümayişse nümayiş, protesto ise protesto... Milyonları asıl “millî birlik” için meydanlara toplayın bakalım, alçakların sesi çıkabilecek mi?
Siz cesur olmazsanız, hainler her türlü pisliği halkımızın üstüne sıçratırlar.
İnsanımız ölmesin! Bu gençler bu vatana emanet; heba edemeyiz. Heba etmemek için alçakların sesi kesilmeli ve ülke çiçek bahçesine dönüştürülmelidir. Dikenler fazlasıyla batıyor.
Bu akademisyen bozuntuları saplantılı; PKK ile yatıp PKK ile kalkıyorlar. Bunlardan ilim adamı olmaz. (YÖK tedbir alacak mı?)