Böyle siyaset mi olur
Türkiye''de siyaset gittikçe çirkinleşiyor. Siyasetin konusu ülke sorunları olması gerekirken tam tersi oluyor ve kişiselleşiyor.
Halk unutulmuş durumda.
Halk unutulunca, temel sorunlar tartışılmaz tabii.
Ne tartışılacak?
Kişiler!
Tam da öyle oluyor.
Ülkemiz açısından çok feci bir durum. Dava ülke değil, sen ben davası.
Çamur siyaseti.
Sanıyorlar ki, lafı en iyi konduran, en iyi laf çarpan haklı çıkıyor ve kazanan o oluyor.
Hayır, en kötüsü bu.
İçişleri Bakanlığı makamında oturan bir devlet adamının, bir siyasi parti genel başkanına hitabı ve bu hitabın seviyesi, niteliği böyle olmamalı. Devlet ciddiyeti, devlet ağırlığı ve devlet gücünü temsil etmenin büyüklüğü konuşmalarda kendini belli etmeli.
Öyle değil mi?
Öyle..
Üstelik ülkenin en kritik ve en ciddi sorunu olan göç sorunu, böyle mi tartışılır?
Laf sokarak, laf çarparak veya belgesi olmayan suçlamalar yaparak mı tartışılır?
Geçen yazımızda altını çizdik. İslam toplumlarının ve özel olarak da Türk toplumunun büyük sorunu fikir ve düşünce adamı yetiştirememek diye. Büyük akıllar susunca yerini küçük tartışmalar alıyor.
Göç ve bağlı olarak ortaya çıkan sığınmacı sorunu böyle mi tartışılır? Sorun çözmekle görevli kimseler, iyi veya kötü bir öneri sunan kişilere hakaret etmek yerine, elindeki bilgi ve belgeleri sunarak yardımcı olur. Çünkü sorunu çözmesi gereken kişi, bakan, kurum da bakanlıklardır.
Bir de sorunu sulandırmak var.
İçişleri Bakanı diyor ki, "Hepimiz başka yerlerden geldik. Moğolistan''dan kalkıp geldik."
Bu sözle ne demek istiyor Sayın Bakan? "Türkiye sanki bizim mi? Biz de gelip yerleştik. Ne var bunda" mı, demek istiyor. Eğer bunu söylüyorsa vay geldi başımıza demektir. Bu durumda sorarlar: Vatan bilincinize ne oldu? Yoksa hiç olmadı mı? Siz PKK ile neden savaşıyorsunuz? Sadece terörist oldukları için mi? Ülkeyi koruma, millî sınırlar içinde bölünmez kılma gayeniz yok mu?
Kaldı ki biz Moğolistan topraklarından elimizi kolumuzu sallayarak, sırtımızda göç çuvallarıyla gelmedik. Can vere vere, şehit ola ola, uğrunda öldüğümüz toprakları vatan yaparak geldik. En son koskoca bir Kurtuluş Savaşı yaptık.
Çanakkale destanı yazdık.
Dolayısı ile "Ne var bunda, buraya hepimiz başka yerden geldik" lafı atalarımızın mücadelesini hafife almak, yok saymak, küçük görmektir.
Hazıra konmak kolay. Eğer öyle, her elini kolunu sallayan istediği yerde kendine yurt tutabiliyorsa, buyursun tutsun da görelim.
İçinde bulunduğumuz süreçte olması gereken, halkı düşünerek ülke sorunlarına odaklanmak ve iktidar muhalefet bunu tartışmaktır. Sen-ben kavgası yapmak değil. Milletin iyi laf sokana değil, iyi sorun çözene ihtiyacı var.
Hazır bu sorundan söz etmişken bir şeyi daha belirtmek lazım. Önüne gelen karşısındakini "hainlikle, başkasının adamı" olmakla suçluyor. Böyle ortaya karışık siyaset de olmaz. Varsa sahici bir hain, bu toplumun onu bilmeye hakkı var. Ne demek istiyorum, belgeniz yoksa bizi kandırmak için rakibinizi ihanetle suçlamaktan vaz geçin.
Ülke kan ağlıyor.
Enflasyon almış başını gidiyor. Nasıl ve neyle çözeceğinizi söylesenize.
Söylemiyorlar.
Amerikancısın.
Sorosçular.
PKK''dan emir alıyorlar.
Fetö''nün piyonları..
Madem öyle, yayınla bir telefon tapesi. Göster bir ilişki belgesi. Ver bir tane Kandil''den gelen emir belgesi örneği.
Yok..
Pis ve pis olduğu kadar da çirkin ve bir o kadar da kirli siyasetten bıktık.
Hayırlısı ile sizden de çirkin dilinizden de kurtulsak...