Boğaziçi'nin imajı
Boğaziçi Üniversitesi'nin imajı zedeleniyor. Gülay Hocam'ın zor günleri. Yanında olmalıyım.
Gülay Hocam çok demokratik... Rektör olmak kolay mı? Herkese gülücük dağıtacak, herkesle samimî görüneceksiniz. Kıran kırana yarışta ipi ancak böyle göğüslersiniz. PKK'cılar mı varmış... Onlar da kimler? Bomba koymadıktan sonra, PKK'ya destek için istedikleri kadar imza toplasınlar... "Hendek açma demokratik haktır" mı diyorlar... Ama üniversitede hendek açmadılar ki. Sadece hendek dillerinde!...
İmzacılar güvenlik güçlerini katliamcı gösteriyorlar... Göstersinler... Fikirlerini söylüyorlar. Hem üniversitede adem-i merkeziyetçi bir yönetim var. Kimsenin fikir ve inanç sahasına girilemez, di mi hocam!
Adamlar art niyetli... Gülay Hocamın adem-i merkeziyetçiliğini, demokrasideki sınırları yıkan anlayışını hemen suistimal ediverdiler. Üniversitenin kadrolu elemanı, "demokratik" haklarını kullanarak bomba düzenekli arabaları kampüse sokuvermiş. "Kadrolu eleman" PKK'nın 'içerideki' faaliyetlerinde başı çekiyor ve sağduyulu öğrencileri tehdit edebiliyordu. (Daha önce yazmıştım). İtiş kakış olmuş... TBMM'de bile yumruk yumruğa giriyorlar. Demokrasilerde böyle şeyler önemsenmez, di mi hocam!
Danışmanları Gülay Hocamı ikaz etmemiş olabilirler (Biraz şüpheliyim onlardan.), belki üniversitede bir örgüt var. O kişi yalnız değil. İmza merkezi ile o kişi arasında bağlantı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır. Tabii bu Gülay Hocamın işi değildir. Güvenlik güçlerinin bir çalışma yapmaları gerekiyor. Yalnız, Gülay Hocam merakımı giderirse sevinirim: Boğaziçi'nde, varsa eğer bir örgüt, bu örgütün faaliyetlerini adem-i merkeziyetçilik içinde görebilir miyiz?
Gülay Hocam Hürriyet gazetesine telefon etmiş anlaşılan... "İmaj tazeleme çalışması yapacağım. Lütfen bana yardım edin."
Hürriyet yönetimi uzun bir mülâkat yaptırmış. İki bomba düzenekli aracın üniversitede bulunması bayağı canını sıkmış Gülay Hocamın. Bağış toplamak için Boğaziçi mezunu zenginleri 12 Mart'ta bir araya getirmek istiyor. Bomba düzenekli arabalar kampüste ortaya çıktıktan sonra, zenginler uzak durabilirlerdi.
Zenginlerimize, para verin derken, 40 küsur öğrenci kulübünün neredeyse hepsinde PKK sempatizanlarının borusunun öttüğü yönündeki kuvvetli şayialar sorulursa Gülay Hocam ne cevap verecektir? Bir de eroin övgücüsü, Türk'e katil deyip ödül aldığı iddia edilen üniversiteye, konuşsun diye çağrılıyor. Bunlar da sorulabilir.
R. T. Erdoğan PKK destekçisi imzacılara söylemediğini bırakmadı, biliyorsunuz. En çok imzacı da bu üniversiteden. Zenginler önce işlerini düşünürler. Boğaziçi'nde PKK sempatizanları neden fazla sorusu yöneltilirse ya? Acaba diyorum, öğretim üyeleri seçilirken, PKK destekçileri hususiyetle mi tercih ediliyor? Örgüt, sistemli çalışmayla PKK ve "Hepimiz Ermeniyiz" grubunu üniversiteye mi sokuyor?
Sizin yanınızdayım. İmajınızı düzeltmeniz için var gücümle destek vereceğim. Ama kimsenin aklında bir soru olmamalı değil mi Gülay Hocam?
Sahi hocam, geçen yıl, PKK'nın kuruluş yıldönümü kutlamaları sizin üniversitede, Şahenklerin bağışladığı Ayhan Şahenk salonunda yapılmıştı. Salonda asılı duran Türk bayrağı indirilmişti. Bayrağımız yerine asıldı mı? Şahenklerin de bilgisi var; sorabilirler!