Boğaziçi şıngır mıngır!

Salâh Birsel'in (1919-1999) İstanbul tarihinden anekdotlar aktardığı "Boğaziçi Şıngır Mıngır"dan bahsetmiyorum.

Boğaziçi'nin sırtlarında, Âşiyan'ın hemen üst tarafında kurulu Boğaziçi Üniversitesi'nin şıngır mıngırından bahsediyorum.

B.Ü.'de kimse kimseye karışmadığı için, -adem-i merkeziyet var, herkes istediğini yapar- yönetim, bölümlerin ve hatta otoparkın faaliyetlerinden asla mesûl değildir!

Meselâ, o kadar şairimiz dururken, komünist Sovyetler'e kapağı atmış, ülkemize karşı tavrını burada sayıp dökmeyeceğim, TKP'ci N. Hikmet Ran adına araştırma merkezi kurarlar, üstelik anma toplantısına, hadi cinsî tercihini katmayayım, eroine övgü düzen birini onun en mühim takipçisi kabul edip konuşmacı olarak çağırırlar. (Bari N. H. Ran'ın şanına(!) uygun, muvazi gelecek, sık sevgili değiştirmiş, birini çağırsalardı!) Adam ("Adam" deyince... Umumî ifadedir; ayırmıyorum ama, bazılarının aklına "erkek" gelir. O "şair" dedikleri ise, "erkek" adlandırmasını, cinsî tercihi sebebiyle kabul eder mi etmez mi, bilemiyorum!) orada, eroinin "faziletlerinden(!)" bahsetseydi, adem-i merkeziyetçiyiz, kanunen yasak olsa, insanlara zarar verse dahi, biz karışmayız, diyebilir miydiniz? (N. H. Ran için, rahmetli Mehmet Gül'ün, "Nâzım Hikmet Memleket mi?-Direnen Son Lenin Heykeli" kitabını okusalar, böyle bir merkezin, bir maarif mektebinde kurulamayacağını idrâk ederlerdi. Ama niyetin ne olduğunu biliyoruz... Yeter ki Türk'e zarar verilsin. (Türk'e zarar vermek emelleri, Türk'ü katil göstererek Nobel Ödülü kazanan O. Pamuk gibi birine araştırma merkezinin açılış konuşmasını yaptırmalarından belli değil mi? O adam, Türk'e nasıl zarar vermek istediğinin şuurunda olduğu için, korkusundan bizzat konuşmamış, video göndermiştir.)

Önceki gün, yakın zamanda çekildiğini tahmin ettiğim bir fotoğraf yayınladım. Boğaziçi'nde, bir sınıfta kara tahtaya Ankara'nın hedef alınacağı yazılmıştı. Ve hedef alındı. 29 insanımız hayatını kaybetti. Bir sürü örgütün iş birliği de sıralanmıştı. (Üniversite yönetimi, "Bu fotoğraf bizde çekilmedi." demesin, boşluğa düşer. Yer sıkıntısından fotoğrafın tamamını veremedim. Tamamında üniversitede çekildiği ayan beyan belli oluyor.) Kara tahtada bir hedef daha gösteriliyor: R. T. Erdoğan. Fotoğrafta sağ tarafta "Erdoğan" yazısı yer alıyor.

Boğaziçi'nde en son ne oldu biliyor musunuz?! Otoparkında bomba düzenekli otomobil bulundu! Bu haberi manşetten veren de R. T. Erdoğan'ı kayıtsız şartsız destekleyen Akşam gazetesidir. Üniversitenin atmosferi uygun olmasa o bomba yüklenecek araç otoparka sokulabilir, saklanabilir miydi?!

PKK'yı destekleyen bildirilere en çok imza da bu üniversiteden çıkıyor. Bu kadar vukuat tesadüf olamaz!

Şu yazı İzmit Cumhuriyet Savcılığı'nın: "...söz konusu bildiriyi yayınlayıp desteğe çağıran www.barisicinakademisyenler.net isimli internet sitesinin yöneticisinin N.B.E'nin İstanbul Boğaziçi Üniversitesinde görevli olduğu, faaliyetlerini İstanbul'dan yürüttüğü ... Söz konusu bildiri destekçilerin[in] de ağırlıklı olarak İstanbul'da bulunduğu bu şekilde atılı suçun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yargı sınırlarında işlendiği anlaşılmıştır."

Boğaziçi'nde olanları ifşa etmeye başladığımda, bu üniversitenin amok koşusuna çıktığını yazmıştım. Yanılmadığımı hâdiseler gösteriyor.

Boğaziçi şıngır mıngır!

Yazarın Diğer Yazıları