Bir anadil tartışması (6)
Doç. Dr. İlhan Kaya, siz istediklerini verin onlar PKK’dan yüz çevirir demeye getiriyor. Gerçek öyle mi?!
-Yani elindeki silâhı alırsak PKK sönecek anlamında mı söylüyorsun bunları?
-Devlet insanların özgür iradesini, hür taleplerini ortaya koymasını sağlayacak bir adalet ve güven mekanizmasını oluşturması gerekiyor. Bunu yapmadığı zaman problem olur. Bugün cemevlerini Türkiye’de yasaklıyoruz, sorunu çözüyor muyuz? Siz izin vermezseniz bile bir şekilde cemevini kuruyor. Sizin o statüyü tanımamanız veya sorunu görmezden gelmeniz sorunun olmadığı anlamına gelmiyor. Aynı şekilde Kürtçeyi yasaklamanız o dili yok etmiyor. Kürtleri ve kültürlerini yok saymanız, o kültürü ortadan kaldırmıyor. Sizin onu yok saymanız, o alanı boş bırakmanız, o sorunu ortadan kaldırmıyor. Toplum bir şekilde legal ya da illegal o taleplerini yerine getirmeye çalışıyor. BDP üzerinden ve PKK üzerinden bu taleplerini daha etkin bir şekilde dile getiriyor.
-Bakın yok saymak meselesi değil, hemen farklılığı ortaya koymaya çalışayım. Bir dil, bir kültür varsa ve hatta bir ırk varsa, bir etnisite varsa yok sayılması mümkün mü?!
-Sorunu yok saymanız... Talep bir şekilde karşılığını buluyor. Meselâ ben kendi öğrencilerimden biliyorum. Belediyelerin kurslarından STK’nın kurslarından hepsi gidip Kürtçe eğitim alıyorlar. Orada sadece dilin öğretimi söz konusu değil, siyasîleştirilmiş bir jargon içinde bir dilin öğretilmesi söz konusu olabiliyor. Devletin bunun önünü açması, kaliteyi denetlemesi daha doğru olmaz mı?
-Zaten mesele bu: Siyasî jargon. Bizim meselemiz de burada başlıyor.
-TRT Şeş için de bu tartışıldı. Ya devlet Kürtçe yayın yapar mı diye!... Ben kesinlikle TRT Şeş’in bu bölgeye, bu millete yapılmış en güzey şeylerden biri olduğuna inanıyorum. Çünkü devletin kanalından süzgeçten geçirilmiş ama dil konusunda hiçbir sınırlaması olmayan bir meşru alanı sağlıyorsunuz. Diğer tarafta Roj TV’yi takip ettiğinde insanlar çok daha politize olmuş, çok daha keskinleşmiş bir Kürtçe kanaldan besleniyor. Şartlar daha politik bir yayın yapmayı onlar açısından zorunlu kılıyor. Dolayısıyla meşruiyet alanlarını genişletip, toplumu rahatlamanız ve genel akışına bırakmanız gerekiyor. Aksi takdirde sınırlamalarla bir sıkışmaya bir gaz birikimine neden olursunu ve sosyal patlamalara neden olursunuz.
-Ama anadilde eğitim dediğimiz zaman artık farklı yöne çekiliyor. Bizim olmazsa olmaz şartımız yüzde 99 anadilde eğitimdir, diyor biri. Bundan sonra ne geleceğini tahmin etmemek mümkün değil. Tabiî siz ilimle uğraşıyorsunuz. Sizin araştırmalarınız açısından benim söyleyecek sözüm yok. İşe siyaset girdiği zaman durum başkalaşıyor. İlim adamı olarak verilere dayalı çalışmaları ortaya koymak önemli. Bunu siyasî talep olarak bütün Türkiye sathına çıkarırsak sıkıntı doğuruyor. PKK varken, PKK’nın önünü keselim diye bunları verdiğin zaman, zaten PKK’nın istediklerini vermiş oluyorsun. Bunu da göz önünde tutmak gerekir. Halkın tepkisi de bundan doğuyor.
Bu değerlendirmemin ardından Doç. Dr. İlhan Kaya’nın itirazını yarın ele alacağım. Başka ayrıntılar da var.