Başörtüsü referandumu tehlikeli
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Başörtülülerle de helâlleşeceğiz... Kadınlara giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız." derken Recep T. Erdoğan''ın eline koz verdi.
R. T. Erdoğan, eviriyor çeviriyor, sözü başörtüsü için anayasa değişikliğine getiriyor. TBMM''de bize destek vermezseniz, referanduma götürürüz, diyor.
İki gün önce Şule Yüksel Şenler Vakfı Hizmet Binası Açılış Programı''nda konuşan R. T. Erdoğan, başörtüsü için anayasa teklifi hakkında: "Anayasa değişikliği teklifi yasalaşınca reform sürecimizin adeta tacı olacaktır. Kimse eski yaraları deşmeye cesaret edemeyecek. Temennimiz bu teklifin 400''ün üzerinden bir oyla kabul edilmesidir. Ancak böyle bir meselede ipe un serilmesini ne kadınlarımız ne milletimiz affedecektir. Beklentimiz gerçekleşmezse bu durumda millete gideceğiz. Kilidi milletimizin iradesi açacak." dedi.
R. T. Erdoğan''ın, Şule Yüksel Şenler (1938-2019) bağlantılı konuşmasının sebebi, Şule Yüksel Şenler''in başörtüsü mücadelesinde bayrak isim olması.
Seçimler yaklaşırken, "başörtüsü anayasa değişikliği" gel-gitleri sıklaşıyor. R. T. Erdoğan, daha önce "Prensip olarak temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuların halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz." demişti.
Ak Parti''nin Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, başörtüsü için anayasa değişikliği teklifini TBMM Başkanlığı''na sunarken: "Başörtülü kadınlar nezdinde tüm inanan insanlar için bir soykırım bu ülkede yaşadı… Teklifimizde; başörtülülerin de başı açıkların da hakkını savunuyoruz." diye konuşmuştu.
Bu üslûp arızalı. Özlem Zengin, "Başörtülüler esas. Başı açıklara teberrüken müsamaha göstereceğiz." demeye getiriyor. (Özlem Hanım ne derece biliyor, bilmiyorum ama "cariye (kadın köle)" meselesi var. Cariyeler örtünmeyebiliyor. "Başı açıkların hakkı" derken, "Açıklık cariyelere mahsus", demediğini kimse söyleyemez. Meseleyi bilenlerin şuuraltında yatan da "cariyeler"dir.)
Böyle başı açıklar veya başı örtülüler için kanun teklifi verilebilir mi? İnsan hürriyetine dair bir kanun yoksa, insanlar baskı altındaysa, tedbir de kanun da insanın hürriyeti için olur.
Anayasa''da "başı örtülü" veya "başı açık" sözü geçmiyor. ("Başörtüsü" derken, örtünme başı örtmekle sınırlanıyor. İslâmî kavram "tesettür"dür. Ayrıntısına şimdi girmeyeceğiz.)
"Başörtüsü" mücadelesini biz de verdik. Örtündü diye insanların zulme uğramasına şiddetle karşı çıktık. "İnsanlar"ın dedim, "kadınların" demedim. Başörtüsü taktı diye zulme uğrayan bir hanımın ıstırabını bütün ev halkı, bütün yakınları çekiyor.
Böyle bir yasak olamayacağını, hep yazdık, hep söyledik. İnsan iradesine ipotek konamaz, dedik. İrade, inisiyatiftir, inisiyatif içinde dinî değerler de vardır. Nasıl inanıyorsa öyle yaşamak isterken, vecibe gördüğü "başörtüsü"nü de takar. O görüntüsüyle kadının yapabileceği her işe de girer.
Bir tehlike var ki; başörtüsünün, cemaatler/tarikatlar elinde koz olarak kullanılmasıdır. Bir tehlike daha var ki; başörtüsü takmayanların zaman içinde "dinsizlik"le, "zındıklık"la suçlanmasıdır.
Referanduma gidildiğinde, bütün cemaatler/tarikatlar, adamlarını seferber edecekler, başlarını örtmeyenleri dinsizlikle suçlayacaklar, insanları tereddütte bırakacaklar, istedikleri neticeyi alacaklar.
"Örtücüler"in bir handikapları Afganistan''da ve komşusu devlette olanlar. Kadınlar en büyük zulme "örtü" yüzünden uğruyorlar.
Açık söylemek gerekirse, zamanımızın değerlerinde başörtülü ile başını örtmemiş arasında bir fark yok. Hatta kimi başörtülüler, hatalarını, suçlarını, günahlarını başörtülerinin altına süpürüyor.
Son sözüm: "Başörtüsü referandumu" tehlikeli.