Başkanlık sistemi sizindir
En sonunda 9 Işık’la işi bağlayacağını ve geçerli adres olarak 9 Işık’ı göstereceğini biliyordum. Çünkü sıkışınca ülkücü geçerliklere ve doğruları sığınır.
Şimdi de aynısını yaptı.
“Ülkücü kardeşlerime söylüyorum” diye başladı söze ve elindeki 9 Işık kitabından Alparslan Türkeş’in başkanlık yönetim sistemine ilişkin sözlerini okudu.
Ne diyeceğiz şimdi bu arkadaşa?
Gayet basit. Elinizde tuttuğunuz kitap ve içinden okuduğunuz paragraf doğrudur. Elhak siz de doğruluğunu tasdik ettiniz.
Açık mı?
Evet.
Öyle ise “ülkücüyüm” deyin, 9 Işık’ın tüm doğrularını hayata geçireceğinize dair maşeri vicdana açıklama yapın. Sorun bitsin.
Buyurun başkan sizsiniz.
Milliyetçilik adına söylediklerinizden özür dileyin. On yıldır bürokrasiye uğratmadığınız insanlara yaptığınız zulmü nefsinizde sorgulayın. “Geçmişte hep hata yaptım. Bilemedim işin aslını. Meğer Türkeş hep doğrusunu söylüyormuş da biz anlamamışız” deyin gıkımız çıkmaz.
Buyurun başkanlık sizin.
“Ülkücülük Türk milletinin birlik ve beraberliğinin, ezeli ve ebedi tarih yolunda yürüyüşünün adıdır. Ülkücülük yüksek vatan sevgisinin gönüllerdeki adıdır” deyin, sorun bitsin.
Buyurun başkanlık sistemi sizindir.
Devam edelim.
“Turan, büyük ülkümüzün, Türk’ün büyük vatanının kendisidir” deyin, sorun bitsin.
Başkanlık sistemi kabulümüzdür.
Görevlerinden aldığınız ülkücü kadroları göreve iade edin, ülkücü iradenin Mecliste görmek istediği için seçtiği milletvekilini olması gerektiği Meclise gönderin.
Sorun yok, başkanlık sistemini onaylayalım.
Amerikan yörüngesinden çıkın; Atatürk’ün “özgür vatan, özgür Türk” yörüngesinde Kuvayi Milliye ruhuna gelin. Orhun kıyılarında at koşturun. Issık Gölünde yunun yıkanın. Huşu içinde Gök kubbenin altında başınızı Altay Dağlarının doruklarında secdeye koyun. Başınız bulutlara değsin. Yer yüzü serilsin önünüze. Gözünüzün önünden koca tarih geçsin.
Silkinin.
Bir an Selçuklu, bir an Hun, bir an Göktürk olduğunuzu düşünün.
Orhun yazıtlarını okuyun kutlu beldede. “Kıtaları zapt eden ben miydim diye” sorun kendinize.
Ruhunuz yıkansın Tiyenşan’da, Aral’da.
Ötüken’de soluklanın biraz. Arının ve durulun.
Şimdi açın gözlerinizi.
Dedem Korkut’a varıp diz çökün.
Hâllenin.
Tamamdır. Sorun yok. Başkanlık sizindir.
Dindarlaşmayı vatansızlaştırmayın. Müslümanlaştıkça milliyetsizleşmeyin. Ahmet Yesevî damarını arayıp bulun. Devlet kuran Ahi yolunun yolcusu olun. Şeyh Edebali’leri getirin gözlerinizin önüne.
Velhasılı siz, Türk’ten hesap sormak yerine Türk’ü yaşatmak ve yüceltmek için icraatınızı gösterin. Emin olun “ülkücü kardeşleriniz” size katıksız hak verecektir.
Başkanlık kesinlikle sizindir.