Barak (Şıh) Obama'nın çağrıştırdığı
Küresel çağın mehdisi gibi sunulan Obama’nın Mısır’da yaptığı konuşmaya “esselamü aleyküm” diyerek başlaması, yeni dönemin işaretlerini veriyor, ancak savaşların, gözyaşının sona ereceğinin işaretini vermiyor.
Peki neyin işaretini veriyor?
ABD politik ikna stratejisinin değiştiğinin işaretlerini veriyor.
Aklı başında olan herkesin bir çırpıda anlayacağı gibi, Obama, özellikle İslam dünyasında iyice kırılan ABD imajının düzelticisi rolünü üstlenmiş Anglosakson kültürün dönüştürdüğü bir Afrikalı.
Bu yönüyle Obama, Amerika’nın gerçek yüzünü gösteriyor.
Küresel çağın kurucusu olma rolünü üstlenen Amerika, Obama tipolojisiyle, yeryüzüne “Benim için olması gereken ideal insan tipi budur” mesajını veriyor. Bu sayede gelecekte olmasını düşündüğü büyük küresel kültürü, küresel kırımı, biçimlenmeyi ve tek tip olmanın niteliklerini ortaya koyuyor.
Yeryüzü küreselleştirildiği takdirde hepimiz birer Obama olacağız. Büyük, egemen Amerika’nın farklı kültürlerden gelseler bile Anglosakson kültüründe kendini ifade edeceği, eski kültürünü yok sayarak sadece nostalji olarak kabul edeceği birer dönüştürülmüş insan olacağız.
Obama’yı her gördüğümde benim aklıma, bu gelir.
Ne diyor Mısırlılara?
“Ben Hıristiyan’ım.”
Peki, öyle ise neden “esselamü aleyküm” diye söze başlıyorsun?
Çünkü “Ben ezan sesleri dinleyerek büyümüş bir Afrikalıyım. Eskiden sizin gibiydim. Kabe’ye yönelmiş bir ailenin çocuğu idim.”
Şimdi!...
“Küresel güç beni aslımdan kopardı ve dönüştürdü. Bundan sonra sizi kendime benzetmem isteniyor. Bunun için buradayım.”
Anlayana Amerika’nın gücü ve söylemek istediği asıl gerçek bu işte.
Eğer dünya insanlığı kültürü, eğitimi, yaşantı tarzı ne olursa olsun birer Obama’ya dönüşürse ,yeryüzünde sorun kalır mı?
Kalmaz.
İşte o zaman Ahmet Altan’ın söylediği barış toplumu gelir.
Bunun bir benzerini Marks da söylüyordu.
Geleceğin toplumu, devlet diye bir kurumun olmadığı, insanların proleter temelde eşitlendiği, tek kültürlü bir toplum olacaktı K.Marks’a göre.
Ütopyanın sınırı yoktur.
Thomas Moru’un kurduğu hayali devletin bir ada devleti olması gibi Amerikan büyük adasının da, küreselleşme ile önümüze koymak istediği de budur.
Öyle ki, ABD sıradan bir Afrikalıyı değil, özde dini seçkinleri temsil eden, geleneksel statüyü devam ettirip koruması gereken birini asimile etmiştir.
“Barak” kavramının anlamsal içeriği bu durumun açıkça gösteriyor. Türkiye’de “şıh” , “seyit” gibi dini-toplumsal seçkinler ne ise Obama’nın ata yurdu Afrika’da “Barak” diye anılanların durumu da odur. Demek ki adı Hüseyin olan ve ardında “Barak” sözcüğü bulunan Obama, öz yurdu Afrika’da “şıh” çocuğu idi.
Kendi ifadesiyle çocukluğunun geçtiği Endonezya’da ezan sesleriyle büyüyen Şıh (Barak) Obama, yine kendi söylediğine göre bir Hıristiyan’a dönüşmüş.
Şimdi İslam dünyasında dolaşıyor. Vatandaşı ve başkanı bulunduğu ABD’nin akıttığı kanları, yakıp yıktığı ocakları, viraneye çevirdiği yurtları unutmamızı istiyor.
Öyle ise geleceğin küresel büyük devleti Amerikan yurttaşı olmaya hazır mısınız?
Modeliniz Obama’dır.