Atamalar sisteminde liyakat tartışması
95 puan alanın, 70 alana mülakatta yenildiğini bildiğimiz malum sınavdaki yolsuzluk çokça konuşuldu, yazıldı, tartışıldı. Hemen herkes yaşanan olay için "skandal" dedi. Memuriyete liyakatsiz alımlar yapılması eleştirildi. Eski suçlar, suçlular hatırlandı.
Ancak sorunu yalnızca bu olayda aramakla çözüme ulaşabilir miyiz?
Sorunu liyakatsizlik olarak tespit ediyoruz ama liyakatsiz alım yapmakla, sınav yolsuzluğu yapmakla suçladığımız kurumun başkanı dahi liyakatle belirlenmedi ki!
Atamalar düzeni
Dün bu yazıyı yazmadan baktığım Resmî Gazete''de dahi onlarca büyükelçinin görevden alınması ardından yerlerine yeni isimlerin atanmasını ve bakanlıkların çeşitli birimlerine yeni atamaların yapılmasını konu edinen "atama kararları" vardı. Toplam 29 atama kararında 86 kişinin ataması yapılıyordu.
Tamamı Cumhurbaşkanlığı tarafından atanmış, tamamı Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın imzasını taşıyor.
Yalnızca bir günün resmî gazetesinde 86 kişi atanıyor.
''4 yılda kaç atama yapılmış'' deyip, Resmî Gazetede atama kararları filtrelemesi yaparsanız, 1000''e yakın atama kararı ile karşılaşıyorsunuz. Saymak pek mümkün değil ancak hemen her birinde en az 10 atama yer alıyor. Bu da bizi, en iyi ihtimalle 4 yılda en az 10 bin atamanın Cumhurbaşkanının imzasıyla gerçekleştiği sonucuna çıkarıyor. Ancak 400 kişinin aynı günde atamasının yapıldığı kararların da mevcut olduğunu belirtmek gerek…
Cumhurbaşkanı atamaları yapıyor, her zaman bu kadar belirgin olmayan sebeplerle, açıklama yapmaksızın, atadığı kişileri görevden alıyor ve yerlerine yeni isimleri atıyor.
Bu atama kararlarının üzülen tarafları, neden yerlerinden edildi bilmiyoruz mesela.
Minnet duygusu ve sorumsuzluk rahatlığı
Başkanlık sisteminin başlıca örneği ABD''de de bakanlar Başkan tarafından atanır, ancak bu atamalar Senato''nun, yani ikinci meclisin onayına tabidir.
ABD''de de yüksek hâkimler Başkan tarafından atanır ama bu atama da Senato''nun onayına tabidir.
ABD''de de pek çok kamu görevlisi Başkan tarafından atanır ama yine Senato''nun onayı gerekir.
Senato, Başkanın atamak istediği isimler üzerinde önemli incelemeler yapar ve bu isimleri tartışır.
Türkiye''de ise sorumluluktan arındırılmış bir Cumhurbaşkanının iradesiyle önemli makamlar dolduruluyor, bu kişilerin sorumlulukları da Cumhurbaşkanına karşı oluyor. Hâl bu olunca, devamlı söylediğimiz, minnet duygusu ve partizanlık liyakatin önüne geçiyor.
Şimdi bir de soruları sınav öncesinde edinerek esas hak eden kişilerin yerine bir yerlere gelmiş kişileri düşünelim bakalım. Onlara soruları temin edenlere ne kadar bağlıdırlar? Onlar için neler yapabilirler?
Tepeden aşağı bu düzeni haiz bir kamu yönetimi, hukuki çerçevede ve liyakatle işleyebilir mi?