Artist Kadir buyurdu: Barış olsun!
HDP/PKK'nın eski eş başlarından Selahattin, mahpushanede hikâye yazıyor, şiir yazıyor, karikatür çiziyor, sazının tellerini tımbırdatıyor, yanık yanık türküler çığırıyor. Belli çevreler Selahattin'in "kabiliyetlerini" ideolojilerine fiyakalı yama yapma derdindeler.
Bir hikâyesi sahnelenmiş. Öyle çıkıp bir oyun oynama falan değil; yazdıklarını okuyorlarmış. Sonunda eski Eş Baş'ın konuşmasını veriyorlarmış. Bu sahnelemenin sanatla falan ilgisinin olmadığını dünya âlem bilir.
Nâzım Hikmet'in de var böyle şeyleri. Sahneden indirmezler. Edebiyattan biraz haberi olanlar farkındadırlar; N. Hikmet Ran'ın kalemi zayıftır. Solun aklı başındaki birkaç ismi dahi bunu çekine çekine söyler.
Artist Kadir oyunu seyredenlerden. "Barış olsun." buyurmuş.
Biri "Barış olsun." diyorsa muhakkak onun dilinin altındaki "savaş"tır. PKK'nın hedefine varma arzusudur. Liberal-Marxist sol cenahta kurtarıcı sözdür "Barış olsun".
"PKK Bildirisi"nin adını da "Barış Bildirisi" koymadılar mı? (AYM'nin Anayasa'yı göz ardı ederek muhtemelen "Yukarı"nın ricasıyla akladığı, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı 1128 imzalı Türkçe-Kürtçe okunan tartışmalı bildiri).
Kadir, "Al Yazmalım Selvi Boylum"u oynadı. Romanın yazarının Cengiz Aytmatov olduğunu biliyordur muhakkak. Maxist PKK'ya dolaylı destek veren artistimiz, Aytmatov'un romanlarında Marxist yönetime karşı mesajlar verdiğinin farkında mı? Sansür ederler diye bazı bölümleri çıkarmış, komünist yönetim dağılınca eklemiştir. Babası Törekul Aytmatov'u Marxist Stalin, büyük milliyetçi Türkçü aydın temizliğinde, 1937'de, kurşuna dizmiştir. 1993'te, Bişkek yakınlarında kemikleri bulundu. Mezarına gitmiş, Fatiha okumuştum.
Artist Kadir, Âkil Adamlar arasındaydı. İroniye bakar mısınız... Hâlen hükûmet edenler, A. Öcalan'ın talimatıyla topladıkları bu gruplara onu da soktular. Maksat PKK'ya karşı halkın tavrını yumuşatmak, A. Öcalan'ı barışsever göstermekti.
Selahattin de farklı değil. "Hapis yatmalıdır, suçludur, mahpus yatanın oyunu oynanır mı?" demem. Kanuna aykırı olmayan her şeye kalemim açıktır.
Bari şunu yapmayın! "Selahattin masumdur." demeyin. PKK'nın içinde biri olmadığını ifadeye kalkışmayın. Ağabeyi HDP'nin kendisinden önceki başkanıydı ve şimdi Kandil'de. Selahattin de öğrenciliğinde Kandil'e gitmeyi çok arzu etmiş. Onu götürecek kuryeler yakalanmış, kendisi de 15 gün nezarette kalmış. Adamın gayesinin PKK'ya "sempati" kazandırmak olduğunu bilelim.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kadir'e yüklenince, birileri hemen savunucu aramaya çıktılar, bir başka artisti, Halil Ergün'u buldular. Bu artistimiz "Kadir İnanır gibi sanatçıların bu ülkede olması bizim için onur kaynağı." diyor. Halil Ergün eski Dev-Gençlilerden. 12 Mart, 12 Eylül derken hapse de girmiş.
HDP'ye oy verenleri kazanmanın yolu HDP/PKK'ya yamanmak değil; HDP'ye oy verenleri silkelemek, uyandırmak, gerçeklerin farkına varacakları yolu açmaktır.
Selahattin'in kitabının okunmasının seyrine gitmeyi kimse "masumane" gösteremez. HDP/PKK, Selahattin'in "maharetlerinden" azamî istifade ediyor. Kimileri bilerek, kabullenerek bu tuzağa düşüyor.
HDP/PKK'ya kapı aralayanlar, kendi partilerine gönülden bağlıların "aldatılmışlık" sendromu yaşayacağını nasıl hesap etmezler!