Apolitik Türk Milliyetçiliği mümkün mü?
Türk Milliyetçiliği tarihinin en önemli sorunlarından biri de siyasete girip girmeme konusunda yaşandı. 2'nci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar apolitik bir zeminde edebi ve kültürel bir sahada faaliyet gösteren Türk Milliyetçiliğinin, özellikle 3 Mayıs 1944 Turancılık davasının etkisiyle siyasallaşma süreci başladı ve bu süreç 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Türk Milliyetçilerinin AP çatısı altında aktif siyasete girmesiyle tamamlandı.
Türk Milliyetçilerinin Anadoluculuk akımını savunan kanadına mensup Ercüment Konukman, Gökhan Evliyaoğlu, Ferruh Bozbeyli, Sadettin Bilgiç gibi isimleri 1961 yılında AP milletvekili olarak TBMM'ye girdiler. Anadoluculuk akımının lideri Nurettin Topçu da 1961 milletvekili seçimlerinde AP Konya senatör adayı olmuş ancak seçilememişti.
Seküler Türkçülüğü ve Turancılığı savunan Nihal Atsız'a yakın Bozkurtlar ise CKMP'yi desteklediler, ancak Alparslan Türkeş'in 1969 Adana Kongresiyle CKMP'yi MHP'ye dönüştürüp Türk İslam Sentezini benimsediği iddiasıyla Bozkurtların MHP ile ilişkisi de sona erdi. Alparslan Türkeş'e yakın isimlerden CKMP milletvekili İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, Nihal Atsız'ın manevi liderliğini yaptığı Milliyetçiler Birliği Genel Başkanlığı'ndan 1971 yılında tasfiye edildi.
1970 yılına gelindiğinde Türk Milliyetçileri artık büyük çoğunlukla siyasetin içerisindeydi ve Adalet Partisi, Demokratik Parti, Millet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi içinde siyasi faaliyetlerini yerine getiriyordu. Türk Milliyetçiliğinin partiler üstü bir ülkü olduğunu ve siyasette yer almamasını savunan görüş iflas etmişti. Bu açıdan bakıldığında MHP, tarih boyunca Türk milliyetçiliğini ve ülkücülüğü hiç bir zaman tek başına temsil etmemişti. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ise "partisiz ülkücülük" görüşü Türk Milliyetçiliğine hâkim oldu.
Türk Milliyetçileri büyük oranda iktidardaki ANAP içinde Hareketçiler olarak toparlanırken, cezaevinde bulunan ve siyasi yasaklı olan Türkeş'in talimatıyla kapatılan MHP yerine Muhafazakar Parti kuruldu. Muhafazakar Parti daha sonra Milliyetçi Çalışma Partisi, daha sonra da tekrar Milliyetçi Hareket Partisi oldu.
1970'lere damgasını vuran Aydınlar Ocağı ise 12 Eylül darbesini yapan kadronun, ANAP'ın oylarını bölmek için Orgeneral Turgut Sunalp'a kurdurduğu MDP'yi destekliyordu. Aydınlar Ocağı kadrosundan Aydın Bolak, MDP kurucuları arasında yer aldı. Kapatılan AP yerine kurulan BTP de Türk Milliyetçilerinin diğer siyasi partisiydi. Demirel'in BTP Genel Başkanı olmasından sonra BTP, DYP oldu ve DYP 1990'lı yıllarda Türk Milliyetçilerinin ilgi gösterdiği parti oldu.
12 Eylül'den sonra MHP ve Ülkücü Hareketten ayrılıp İslami görüşü benimseyenlerin adresi ise Muhsin Yazıcıoğlu'nun kurduğu BBP oldu. Bugün gelinen noktada Türk Milliyetçilerinin politik, dağınık ve çok partili yapısı devam ediyor. Türk Milliyetçileri MHP, İYİ Parti, Zafer Partisi, Kutlu Parti başta olmak üzere birçok siyasi parti çatısı altında faaliyetlerine devam ediyor. Partisiz Milliyetçilik ve ülkücü görüşe sahip olan Türk milliyetçilerinin, kısa vadede birleşmesi ve tek çatı altında faaliyet göstermesi mümkün görünmüyor...