A’nın şapkası var mı yok mu?
“İnci Taneleri” dizisinde Yılmaz Güney’in 1975’te çekilmiş “Arkadaş” filminden kopya bir isim var: Azem. Başrol oyuncusu. O “Azem”in a’sının şapkası meselesine, Habertürk’tan Muhsin Kızılkaya işaret etti. Öyle bir sevinçle işaret etti ki, Yılmaz Güney övgüsünde sınır tanımadı. “Azem”, Yılmaz Güney’in filmindeki karakter “Azem”i kopya mı desek yoksa bile bile Yılmaz Güney’i hatırlatma mı? Hepsi içine girer. (Bkz. “İnci Taneleri’nde Yılmaz Güney’e gönderme meselesi” başlıklı yazımız, 9 Şubat 2024)
Yılmaz Güney hayranı Yılmaz Erdoğan, acaba Yılmaz Güney’in bütün filmlerini tarayıp, parça parça sahneler mi adapte ediyor?
Meselâ Yılmaz Güney’in 1971’de çekilen “Baba” filminden de kopya çekilecek mi? Bu filmde, cinayetten hapse düşen bir karakter, hapisten çıktıktan sonra kızının kötü yola düştüğünü öğreniyor. İnci Taneleri’nde de başrol oyuncusu karısını öldürdüğü için (aslında o öldürmemiş ama) hapse girmiş ve çıktıktan sonra çocuklarını arıyor. Çocuklarıyla nasıl bir hayat içinde karşılaşacak?
İşin kolayı kopyalamak. Hele belli bir kesimde Yılmaz Güney hayranlığı zirve yaptığı için, yenilerin de kendilerini onun yerine koyma hevesi var. Film kopyalama da normal ve hatta seyircinin kopya beklediğini bile düşünürler. Çünkü Türkiye’de, insanımız, belli kalıplar için sokulmuş ve o kalıplarda kalmaları için, kendi maharetlerini, sanatlarını ortaya koymayı değil, kopyayı esas alıyorlar.
İdeolojik körlük böyle bir şey, “idol” seçtiklerinin gölgesinde hayat bulmaya çalışıyorlar. Kalıptan çık, hayatın gerçeklerini idrak et, kendin ol, kendin üret!..
“A’daki şapka (düzeltme işareti) meselesine girecektik.
İnci Taneleri’ndeki “Azem” meselesi:
“‘İnci Taneleri’nin birinci bölümünde Âzem’in otel odasının kapısı çalınır, Dilber belirir kapıda. Daha önce resepsiyonda karşılaştığı adam ilgisini çekmiş Dilber’in, oracıkta adını sorar; Âzem, ‘Adım Âzem, a’nın şapkası vardı bir zamanlar ama kaldırıldı,’ cevabını verince Dilber söylediklerinden pek bir şey anlamaz, ‘Şapka mı?’ diyerek merakla bakarken Âzem, ‘Neyse boş ver,’ der.” (Muhsin Kızılkaya, “İnci Tanelerini Seyrederken...”, Habertürk, 7.02.2024)
Dil meselesine çok girdim. Kitaplarımız da var.
Türkçemizi isteyen istediği gibi kullanır ama, acaba, fikrî derinliği sağlayabilir mi?
Dilimizde kaideler hiçbir surette oturmamıştır; arada gelip gider. Meselâ halk dilinde “şapka” olarak belirtilen “^” düzeltme işareti, kaldırıldı, deyince, herkes buna uyup bir daha yazmamış, kullanmamış mı oluyor?!
Türkiye’de iki dil kurumu var... Biri 1932’de kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Şimdiki Türk Dil Kurumu-TDK), diğeri 1987’de, 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası, Türk Dil Kurumu’na alternatif, 12 Eylül öncesi, TDK’ya hâkim zihniyettekilerin 1987’te kurduğu Dil Derneği.
“A”daki şapkayı kaldırdığını da ilan eden Dil Derneği mensupları biliyorum. Yoksa TDK’da böyle bir teşebbüs yok.
TDK’nın sayfasına girdiğinizde, daha başta “Sıkça sorulan sorular” arasında “Düzeltme işareti (^) kaldırıldı mı?” sorusu sorulur ve şu cevap verilir:
“Düzeltme işareti hiçbir zaman kaldırılmamıştır. Düzeltme işaretinin nerelerde kullanıldığına dair bilgiler Yazım Kılavuzu‘nun ilgili bölümünde yer almaktadır.”
Dilimiz meselesinde derdimiz büyük. Sadece a’da şapka tartışması başından beri var. Bunlara da gireceğiz.