Anayasa yapacaklar önce izin alsın...

Duyan duymayana haber versin. Devleti kim kurduysa sahibi de odur. Devleti Kuvayı Milliye kurdu. Öyle ise sahibi de Kuvayı Milliyedir.

Tıpkı geçmişte olduğu gibi.

Osmanlı Devletini Osmanoğulları kurmuştu ve devlet Osmanlı idi.

Selçuklu Devletini Selçukoğulları kurmuş adı da Selçuklu idi.

Türkiye Cumhuriyetini Kuvayı Milliye kurdu ve adını da parlamentosu koydu.

Devleti kuran iradeyi yok sayarak onunla çatışarak katakulliye getirerek sistemi çökertip devleti ele geçirmek darbenin de darbesidir.

Hükümet, kendisine yapılan en küçük itirazları bile darbe sayarken, kendisinin demokrasi kılıfı altında kurucu iradeye karşı geliştirdiği politikaları normal saymak kabul edilebilir bir durum değildir...

Kimse kusura bakmasın... Anayasa yapmak, bu dönem parlamentosunun boyunu aşar... Çünkü bu parlamento kendisinden beklenen amaçlara uygun davranmıyor. Yeminine sadık kalmıyor. Parlamenterler, önce doğru sayıp söylediklerini, liderleri aksini söyleyince anında tersine çevirebiliyor. Milletvekili iradesi, temsil ettiği milletin mi yoksa bağlı olduğu siyasal liderin iradesi mi belirsiz...

Kaldı ki anayasanın ilk dört maddesini tartışmanın demokrasi ile ilişkisi yoktur.

Yoktur; çünkü rejim zaten demokrasidir. İlk dört maddeyi değiştirerek daha hangi demokrasiyi getireceksiniz?

Kaldı ki demokrasi getireceğini söyleyenlerin sicilinde demokrasi yok. Türkiye 14 yıldır iktidar partisi tarafından bunalıma sokulmuş, ülke içinde ağır duman ve sis etrafı sarmış durumda.

Ülkenin demokrasiyle ilişkili bütün kurum ve kuruluşları zarar görmüş ya da çökertilmiş, rejimin yer tutturucularının cıvataları gevşetilmiştir...

Ondan da önemlisi siyasi ahlak bozulmuş, dolayısı ile değerler sistemi çökertilmiştir.

Her şeyden önce mevcut anayasal sisteme göre seçilmiş ve yetkilendirilmiş, bu sebeple de yemin etmiş milletvekilleri yeminlerine sadık değiller.

Cumhurbaşkanı'ndan yargısına, oradan önemli devlet kurumlarına kadar derin bir yozlaşma ve yozlaştırılmışlık söz konusu.

MHP ile hiç olmaz

Böyle bir ortamın parçası durumunda olan MHP yöneticileri "referandumdan" söz ederek AKP'ye göz kırpıyor...

"Biz kurucu değerlere bağlıyız" diyor.

Akşama kadar bağlı ol. İstediğin kadar da bağır çağır...

Seni kim dinler? Her şeyden önce halkta karşılığın yok...

Etrafındakileri küstürmüş, kimini kovmuşsun... Kimini dövdürmüş, kimine tavır koymuşsun...

Yetmiyormuş gibi cenazelerde yoksun... Şehit babalarını aramazsın... Gazilere sarılmazsın.

Aç ve açıkta olanları kucaklamazsın... Bir marabaya, tarlada çalışan bir köylüye, bir memura elin değmemiş... Kısacası üzerinde halkın kokusu yok...

Referandumda başkanlık sistemine karşı olsan ne olmasan ne? Arkadaşlarını biçmişsin, kendi dava yoldaşlarını kırıp dükmüşsün, halkın hiçbir şeyi olmuşsun, gelmişsin "ben parlamenter sistemi savunacağım" diyorsun...

Savunup da neyi değiştireceğini sanıyorsun?

Bak... "Dağdan bir kuş kalksa ne zarar verir" dedin. Bir kuş kalkınca ötekilerin ürkeceğini hesap etmedin. Aha da kalktı kuş... 7 Haziran'da 80 vekil, 1 Kasım'da 40'a düştün... Gördün mü kuşları?

Ne anayasa ne başkanlık oylaması, MHP de dâhil bu parlamento ile yürütülemez. Çünkü Türkiye'nin içinde bulunduğu durum ve şartlar ile bu şartları oluşturan siyasi partiler, yeni anayasa yapmaya kesinlikle müsait değildir...

Unutmayın... Devleti kim kurduysa sahibi odur. Türkiye Cumhuriyetini Kuvayı Milliye kurmuştur. Anayasa yapacaklar önce oradan izin alsınlar...

Yazarın Diğer Yazıları