Yeni anayasa yapmalıymışız. Kiminle yapacağız yeni anayasayı?
Yeni anayasayı Otoriter, ayrıştırcılarla yapmalıymışız..
Toplumu böldükçe zevk alanlarla yapmamız gerekiyormuş.
Öğrencileri peşinen terörist ilan edenlerle, muhalefeti vatan haini ilan edenlerle yapmalıymışız.
Anayasa mahkemesinin kararlarını beğenmeyip, yapısını değiştirelim, emrimize girsinler, diyenlerle anayasa yapacakmışız.
Başka?
Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin otoriter yapısına uydurmak ve onu kalıcı hale getirmek için yapmalıymışız?
Böylece mutlu bir ülkemiz, huzur dolu bir siyasal toplumumuz olacakmış.
Kimileri de hızını alamayıp, 1921 Anayasasından hareketle "O anayasada laiklik yoktu" diyor. Dolayısı ile şeriat getirmek, devlete din ihsan etmek için yeni anayasa yapacakmışız.
Allah'ım sen aklımızı koru.
Tarihin hiçbir döneminde hiçbir din, insanlar dışında doğrudan kurumsal yapılara ve hele hele devletlere inmedi, gönderilmedi. Din insanlara gönderildi. Sorumlu olan tek tek kişiler ve o kişilerin oluşturduğu topluluklardır.
Devlet, ne namaz kılar, ne hacca gider ve ne de cennet ya da cehenneme gider. Devlet örgüttür (teşkilattır). Toplumun siyasi birliğini temsil eder ve sahibine hizmet eder. O sahip, demokratik devletse millettir, otoriter devletse yönetici elittir. Onun çıkarlarını gözetir. Ona bir de dini kisve giydirdin mi, devlet, anında otoriterleşir ve yönetici sahibine hizmet etmeye başlar. Artık millet ikinci sıradadır. Şeriat, devleti sadece otoriterleşmez, sahibini, dini kisveyle adeta kutsala boyayarak, dokunulmaz hale getirir. Bizde padişahlar, Avrupa'da Haçlı kralları sanki kutsal kişilermiş gibi algılanmıyor mu? Hâlbuki hepsi tıpkı bugünküler gibi birer politikacı. Pek çoğu da başarısız.
Günümüze dönersek meselâ Suudi Arabistan devleti şeriatla yönetiliyor değil mi?
Peki devlet Müslüman mı?
Eğer öyle ise, Türkiye'deki elçilikte gazeteci Kaşıkçı'yı vahşice, paramparça ederek kim öldürdü? Din mi, insan mı, devlet mi?
Din öldürdüyse bu nasıl din?
İnsan öldürdüyse bu nasıl Müslüman devlet yöneticisi?
Yok, eğer "Devlet öldürdü" diyorsanız, bu nasıl şeriatın devleti?
Bakın Boğaziçi olaylarıyla ilgili olarak bir dekan çıktı, "abdestimizi alır gece işi bitirir eve döneriz" diye mesaj attı. Öğrencileri dövecek ya da öldürecek.
Niye yapacak bunu?
Ona göre siyasi otoriteye itaat etmeyene yapılması gereken bu da onun için. Bu adam, ilahiyat profesörü. Ulemanın tepesinde bir makama sahip.
Ondan beklenen nedir?
Sükûnet tavsiye etmek. Varlık nedeni öğrenci olduğu için de öğrencilere, yöneticilere topluma, aklıselim tavsiye etmek ve hepsini kucaklamaktır.
Bir Mümin olarak elinden, dilinden, söz ve davranışlarından herkesin emin olmasıdır.
Peki, öyle mi?
Değil.
İşte devletin dini İslam oldu mu, sayamayacağınız kadar ahlak ve hukuk dışı, hatta din dışı olay yaşanır ve sonunda bütün katiller ve haksızlık yapanlar "Ee, ne yapalım şariatın kestiği parmak acımaz" der, yaptıkları yanına kâr kalır. Hâlbuki şeriatın kestiği parmak kangren olmuştur da kimsenin itiraz edecek mecali kalmamıştır.
Bir de farklı mezhep ve inanç sahiplerinin durumunu düşünün. Devletin resmi dini anlayışı ile uyuşmuyorlarsa her zaman ikinci sınıf yurttaş olarak kalacaklardır. Ve o devlet iman yönünden asla kendilerini temsil etmemiş olacaktır.
Devletin böyle olmasının kişinin imanına ne faydası var?
Alevi gene alevi, şafî gene şafî, Şia gene Şia kalmayacak mı?
Evet kalacak!
Herkes gene ameline ve inancına göre cennete gidecek yahut cehenneme gitmeyecek mi?
Gidecek.
Öyle ise, devletin şu ya da bu mezhebin hâkim dini anlayışına uygun olması, bizi cennete ya da cehenneme götürmeyecek. Devlete din isteyenler, aslında dinden çok devletin kendisini istiyor. Kaldı ki hiçbir din devletlere indirilmemiştir. Allah, hiçbir devleti gönderdiği dininin yükümlülüklerinden sorumlu kılmamıştır. Din insanların uymak ya da uymamak zorunda olduklarıyla ilgilidir. İman işidir. Bireysel olarak kişide anlam kazanır. Sonra sosyal alana yansır.
Öyle ise devleti herkese eşit uzaklıkta tutacak adil bir düzene ihtiyacımız vardır. Onun adı laikliktir. Şimdi anayasa isteyenlerle doğru bir anayasa yapılamaz. Çünkü onlar, bizim aradığımız devletin peşinde değiller.
