Amerika'ya vize koymak...

ABD'ye karşı vize koyan bir Türkiye haline geldik.. Ne mutlu bize. Demek ki şamar oğlanı rolünü terk ettik ve "biz de varız" diyebildik.

Çok güzel..

Evet, bu karşılıklı vize koymaların faturası hem ekonomiye ve hem de halka doğrudan yansıyacaktır.

Bu doğru.

Nitekim iş dünyası çok mutlu değil.

ABD ile ticari ilişkilerimiz ithalat ve ihracat boyutunda milyar dolarları buluyor.

Bu da tamam.

Ancak, ortada bir de devletlerarası siyasi ilişkiler var ve ABD yıllardır Türkiye'ye karşı tek taraflı dayatmalar yapıyor. Bunun da ötesinde NATO iş birliğini kendi lehine kullanıyor.

Yıllardır binlerce insanımızı şehit eden PKK terörünü destekliyor. Orta Doğu bölgesinden elini çekmediği gibi bugünkü durumun planlayıcısı da yine onlar.

Kim ne derse desin ABD, dünya barışının önündeki en büyük engel.

ABD kesinlikle dostumuz değil.

Kesinlikle müttefikimiz de değil.

Çünkü ittifaklar dönemi, Birinci Dünya Savaşı öncesinin koşullarına göre yapılmıyor. Sanayi ötesi toplumda geçerli olan vekâletler savaşı. Asimetrik kavga temelinde gelişiyor. Her şey anlık ve sürece göre şekil alıyor.

Böyle bir durumda Birinci Dünya Savaşı dönemindeki "dostluk" anlayışı veya sürdürülebilir bir ittifak düşünülemez. Nitekim. Gerçek ortada.

Ne yaptı ABD?

PKK'nın isim değiştirmiş kolu olan PYD'yi silahlandırdı. Bir taraftan da eğitiyor. O da yetmiyor, bir taşeron olarak kullanıyor.

Hâlbuki Türkiye ABD'ye, "gel birlikte operasyon düzenleyelim" demişti.

Ama yapmadılar.

Ve bizimkiler "Bu nasıl müttefiklik" diye bağırıp çağırdılar.

Yeni siyaset şekli, içinde bulunduğumuz çağın değerlerine göre şekilleniyor. Eski anlayış ve beklentilere göre değil. Şimdi anlık ve hızlı karar alma zamanı. Öyle ise ittifaklar da anlık ve hızlı değişecektir.

Türkiye'yi yönetenlerin bunu anlaması epey zaman alacak gibi.

Kimse açıktan söylemiyor ama ABD en az 40 yıldır Türkiye ile dolaylı yoldan savaşıyor. ABD'nin silahlı savaşçıları, PKK. Siyasi savaşçıları ise ideologlar ve bunların siyasi kanadı.

Bu savaşın görülür hale gelmesi epey zaman aldı. İşte şimdi her şey ortada.

İçinde bulunduğumuz durum ise, ABD'nin kaçıncı kere suçüstü yakalandığı halde bir türlü muhakeme edilememesiydi. Türkiye, ilk defa doğru bir şey yaptı. Bütün darbeler sonrasında yapması gereken şeydi bu. Suçluları yargılamak ve varsa dış bağlantılarını hukuk yoluyla ortaya dökmek.

Kısacası yargılamak..

İşte şimdi bu adımı atarak, bizzat hukuk kanalıyla ABD'nin darbelerdeki iş birliğini ortaya çıkaracak. Ve elbette ABD siyasi bir sanık durumuna düşecek. Patırtının en önemli sebeplerinden biri bu. Bu yönüyle mesele tarihi bir başlangıç sayılır. Burada zayıf nokta Türkiye'nin ekonomisi. ABD'nin zayıf noktası ise, okumak isteyenlerin, sağlık problemleri olanların önünü kesiyor olması ki bu evrensel insan haklarına aykırı bir durumdur. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un yerinde tespitiyle; "ABD hükümeti aldığı vize kararı ile direkt Türk Milletini hedef almıştır." Elbette sözde Amerikan demokrasisin insan hakları ile samimiyet sınavıdır bu.

Yazarın Diğer Yazıları