AKP’nin kamburları
Eski CHP’li ve eski AKP’li Ertuğrul Günay AKP’deki çatırdamayı yorumlamış: “İkili arasındaki tartışmaya odaklanmamak gerekir çünkü Gökçek, Sayın Erdoğan’ın açıklamalarından sonra konuyu saptırmak için ortaya çıktı. Arınç da ister istemez bu gündemi saptırma çabasına alet oldu. Burada odaklanılması gereken asıl konu, Sayın Erdoğan’ın konjonktüre göre tavır değiştirmesidir. Üç yıldan bu yana yani süreci taşırken Öcalan’ın direkt ve tek muhatabı Erdoğan’ın kendisiydi. Ancak şimdi hem HDP’yi, hem de Öcalan’ı köşeye sıkıştıracak yeni açıklamalar ve tavır değişikliği sergiliyor. Erdoğan’ın Suriye politikası iflas etti. Yolsuzluk iddialarını da hayali bir suç örgütünün üzerine yıkmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı’nın, bu iki sıkıntıyı bertaraf etmek için askerle ittifak yapması gerekiyordu. Bunun için de Kürt meselesinde sanki gelinen noktanın sorumluluğunu taşımıyor, sanki o yol haritasını kendisi çizmemiş gibi bir tavır sergiledi. Böylece hem HDP’nin meşruiyetini sorgulamaya, hem de barajın altında bırakarak AKP’ye, hak etmediği halde milletvekili sayısı devşirmeye çalışıyor.” (Taraf, 25 Mert 2015).
E Günay, tecrübeli bir politikacı... 12 Eylül öncesinde de milletvekiliydi.
E.Günay’ın, “Gökçek, Sayın Erdoğan’ın açıklamalarından sonra konuyu saptırmak için ortaya çıktı” sözüne katılmıyorum. M. Gökçek’in Bülent Arınç’la kapışması Recep T. Erdoğan’la bağlantılı. B. Arınç’ı kötüleyerek R. T. Erdoğan’a yağ çekmek istedi M. Gökçek. Çünkü oğlu milletvekili adayı. Ama B. Arınç gibi hitabet cambazı karşısında eşekten düşmüşe döndü. Muhtemelen oğlunun da önünü kapattı. Belki yine R. T. Erdoğan müdahale eder, ön sıralara çıkartır.
Yesinler birbirlerini... Bunlarınki müsâdeme-i fikir değil; müptezellik...
AKP’nin üç kırılma nokta var: Bir; bildiğim kadarıyla 71 milletvekili üç dönemi tamamladıkları için milletvekili adayı gösterilmiyor. Bu birinci kırılma. Bunlardan kaçı “dava” falan diyerek partisi için yollara düşecek? Belki Saray’da gölge kabinede yerlerini garantileyenler çalışacaklardır. (7 Haziran seçimi Ahmet Davutoğlu’nun seçimi değil; R.T. Erdoğan’ın seçimidir. Ne olursa olsun 276’yı bulmak isteyecektir. Çünkü milletvekili sayısı 276’nın altında kalırsa, A. Davutoğlu için bir şey değişmeyecek ama R.T. Erdoğan için çok şey değişecektir. Hiçbir surette Saray’da oturamaz. Ya ne yapar ederler, R.T. Erdoğan’ı ya istifaya zorlar ya da Abdullah Öcalan’la bu kadar hemhâl olmasını “vatana ihanet” e sokarlar ve hâkimlerin karşısına çıkarırlar. Muhâkemeden kurtuluş yok.)
İkinci kırılma noktası 7 Nisan: Milletvekili adaylarının listesi Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilecek. Kendilerini seçilecek sırada göremeyenlerin çıkaracağı cıngara bakın siz!
Üçüncü kırılma noktası 7 Haziran: Hile, hud’a yapamazlarsa AKP’lileri hüsran bekliyor. Hiçbir surette eski güçlerini bulamayacaklardır.
Asıl önemlisi; 15/25 Aralık ve bölücülük kamburunu namuslu hiçbir AKP taşımak istemeyecektir. Daha önce yazdığım gibi, yeni parti çalışması hızlanacaktır.
E. Güney’in R.T. Erdoğan-Ordu-PKK üzerine söyledikleri, tartışılmaya değer. Benim de üzerinde durduğum bir husus.