AKP’nin güvendiği Öcalan
PKK savaşmak zorunda... Varlığının esbâb-ı mûcibesi budur. Yoksa, Marxizmden gelmiş, dinsizliği esas almış bir örgüt ayakta kalamaz. Silâh kimdeyse güç ondadır.
PKK, yeni ortaya çıktığında, kendisince “çok akıllı” bir planla, aynı hedefe yönelmiş “bölücü” örgütleri bir bir temizlemiştir. (Abdullah Öcalan’ın basın-yayın organlarındaki PR’cıları, sol liberaller ve neo-İslâmcılar bahsetmezler ama “Serok” belki yüzlerce “diğer bölücüler” i hiç acımadan katlettirmiştir. Birçoğu fâil-i meçhuldür!) A. Öcalan, eğer temizlemeyip güç birliği arayışına girseydi ve “Hadi dostlar birlikte hareket edelim.” deseydi, yittiği gündü. Marxizmin tabiatı, kendisini güçlü hisseden grup, etrafındaki şıvgınları kırar; tek kök o kalacaktır.
İbrahim Güçlü (1949-), Abdullah Öcalan’a da yol açan Ankara Devrimci Doğu Kültür Ocakları’nı 1969’da kuran birkaç kişiden biridir. Sonra, PKK’nın hazzetmediği bir sürü “bölücü” örgütler kurmuştur. A. Öcalan ve fikriyatını en iyi değerlendirecek bir isimdir. Daha birkaç gün önce CHA’ya ne demişti:
“Abdullah Öcalan, Stalinist, Baasçı bir yapı ve düşünceye sahiptir.”
A. Öcalan, konuk edildiği İmralı’dan bir buyruk göndermişti: Diyarbakır’da “Demokratik İslâm Kongresi” toplansın. Adamın İslâm’la alâkası yok aslında. Bir ara Tapu Kadastro mektebinde okurken camiye falan gitmişmiş. (Bırakın camiyi, Ülkü Ocakları’na bile gitmişti!) Şimdi AKP’yle işbirliğine girince, dönem arkadaşları adamın “Müslümanlığı”nı göklere çıkardılar. İbrahim Güçlü devam ediyor:
“Bu düşünce akımlarının hepsi otoriter laikliği savunmaktadırlar. Öcalan da böyledir. Buna rağmen, Öcalan İslamcılara kongre yapma önerisini yaparken, gerçekten İslamcıları meşru görmesinden dolayı değil, İslam’ı kullanma ve araçsallaştırma amacıyla yapmaktadır. PKK ve Öcalan’ın amacı, kendi otoriter egemenlik ve nüfuz alanlarını genişletmektir. Bu amacı gerçekleştirmek için de insanlığa ait olan bütün değerleri rahatlıkla kullanma ve araçsallaştırma zihniyet ve uygulamasına sahiptirler. Bu akımlar, Öcalan ve PKK eliti de tanrı tanımaz bir yapıya sahip oldukları halde, İslam’ı her zaman kullanmışlardır. PKK, sahte İslamcı yapılar oluşturmuştur. PKK, kendi egemenlik ve nüfuz alanlarını genişletmek için bütün kesimleri kontrol altına almak için bu tür yapılar, toplantılar, konferanslar yapmaktadır. PKK’nın, kendi Alevileri, kendi İslamcıları, kendi hukukçuları, kendi mühendisleri, kendi kadınları, kendi gençleriyle ilgili konferans yapmaları, örgüt yapılarını oluşturmaları bunun sonucudur.”
İbrahim Güçlü’nün mensup olduğu Rizgari ve Ala Rizgari güçlerini bitirme noktasına getiren A. Öcalan’dı. “Kin”, gerçekleri söyletiyor. “Tanrı tanımaz” A. Öcalan’na yamanan AKP yönetimini Güçlü’nün şu cümlesi uyandırır mı dersiniz:
“PKK ve Öcalan’ın kendisi tek lider, tek parti, tek ideoloji egemenliğini; otoriter ve totaliter bir sistem savunmasını yapmasına rağmen, demokrasi adına önermelerde bulunması da başlı başına abesle iştigaldir.”