AKP ile stratejik çöküşe gidiyoruz!
Bu ülke artık AKP ile devam edemez. Seçimlerde her vatandaşımız demokratik hakkını kullanarak, yönetimi AKP''den alma adına oyunu kullanmalıdır. Bu ifadelerimi son derece taraflı mı buluyorsunuz? Kesinlikle taraf tutmadan, bilimsel veriler ışığında bu sonuca ulaştım. AKP ile devam etmemiz halinde ülkemiz büyük stratejik bir çöküş yaşayacak. Bir kez daha altını çizeyim bu sonuca sloganlarla, taraf tutarak, sizi yönlendirmek için değil bilim bazlı dünya görüşü ile ulaştım. Bakın anlatayım:
Bir ülkenin sağlıklı bir şekilde devam etmesi, vatandaşlarının sıkıntı yaşamaması için 3 stratejik konuda sağlam durması gerekir.
1-Enerji güvenliği/tedariki.
2-Hazinenin dolu olması/güçlü rezervler.
3-Yüksek teknolojiye sahip eğitimli bir silahlı kuvvetler.
Birinci konudan başlayalım, evet Türkiye''de enerji ne yazık ki ithal edilmek zorunda ama bu dışarıya körü körüne bağlı olmak demek midir? Yani borudan gaz geldikçe yakarız, durunca donarız diye bir konu mümkün müdür? Petrol ithal ettikçe yaşam dönecek, ama ithalat kesildiği an sanayi ve yaşam duracak? Böyle bir durum kabul edilebilir mi?
Amerika her ay 20-25 milyon varil petrol tüketimi yapan bir ülkedir. Üretimin devam etmesi, kesinti oluşmaması, hayatın sürmesi ve panik/terör oluşmaması adına ''stratejik petrol rezervi'' tutar. Hatta dünyada petrol fiyatı arttığında bu rezervlerden satarak fiyatı bile düşürme gücüne sahiptir. Rezervleri Teksas ve Louisiana eyaletlerinde doğal olarak uygun alanlarda saklarlar. Toplam stok miktarı da günlük 25 milyon varili karşılayacak şekilde en az 6 aylık olduğu tahmin edilmektedir. Bir not olarak şunu da söyleyelim, Amerika aynı zamanda petrol de üreten bir ülkedir. Alaska''da 2016 yılında keşfedilen rezervlerin Körfez bölgesi kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Şimdi size neden Amerika''yı anlattım? Bu ülkede petrol üretilirken hâlâ 6 aylık stok yapılıyorsa demek ki olağanüstü bir durumda elimizin altında kullanmaya hazır bir enerji olsun diye ihtiyat gösterdikleri içindir.
Peki Türkiye ne durumdadır? Türkiye hazırdaki tüm paralarını yediği ve borçla döndüğü için muazzam petrol stokları yapacak durumda değil. Daha geçtiğimiz gün Türkiye''nin üç büyük doğal gaz tedarikçisinden İran''ın teknik arıza bildirerek 10 gün süreyle Türkiye''ye gaz akışını kesmesi sonrasında BOTAŞ, doğal gaz santralleri ve büyük ölçekli tüketicilere olan gaz akışını azaltma kararı almıştı.
Peki bu ekonomik kriz içindeki bir ülkede nasıl sonuçlar doğurur? Zaten mal kıtlığı nedeni ile fiyatlar yukarı giderken üretime bir de enerji darbesi vurulması sizce enflasyonu nasıl etkiler.
Burada asıl işaret etmek istediğim konu 10 günlük İran kesintisi ve etkileri de değildir. Burada önemli olan AKP''nin vizyonsuz ve öngörüsüzlüğü ile Türkiye''yi enerjide gerekli gaz ve petrol stokları yapmadan götürmesidir. Yarın İran ya da Rusya ile ters düşmemiz halinde doğal gaz rezervleri ne kadar dayanır? Bu arada rezerv var mı? Ülke çok büyük risk altındadır. Türkiye, Norveç, İsveç değildir. Her an savaşa girebilir, her an jeopolitik karışabilir. Bu coğrafya 2000 yıldır kan ve gözyaşı ile yıkanır. Buradaki ülkelerin sıkı durması, ihtiyatlı olması gerekir. Ancak bu ihtiyat bu yönetimde yoktur. An itibari ile enerji kesintileri ekonomiyi vurmuştur. Allah''tan savaş ya da bir kargaşa yok. Yoksa hepimiz donmuştuk. Bu işi şansa bırakan bir yönetimle olur mu? Yani Nas dedi diye, eline kutsal kitap alıp gösterdi, Cuma kıldı diye bir yönetici seçilir mi?
İkinci konu rezerv meselesidir. Bugün Merkez Bankası rezervinin -50/-60 milyar dolar arası bir rakam olduğunu biliyoruz. Türkiye''nin kısa vadeli borcu ne kadardır? 167,5 milyar dolar. O zaman Türkiye gibi çevresi düşmanla dolu bir ülkenin rezervinin boş olmasını, bırakın eksi olması kabul edilir mi? Düşünün; Savaş çıktı, deprem oldu, ortalık yıkıldı kasada para yok! Mevcut mermiyi, topu, buğdayı bitirince yeniden almak istediğin zaman sana vermezlerse ne yapacaksın? Olasılıklarla ülke mi yönetilir?
Bu ülkenin en az kısa vadeli borcu karşıladıktan sonra elinde 50-100 milyar dolar parası kalmalıdır. Ekonomistler saçmalıyor: Yok efendim o kadar rezerve gerek yokmuş! Efendi burası Norveç, İsveç değil, burası Türkiye! Sağında binlerce yıllık rakibin İran, güneyde AKP ile büyümüş Barzani, kuzeyde 200''den fazla savaşa girdiğin Rusya, batıda düştüğün an saldıracak Yunanistan var! Rezerv en az 200-250 milyar dolar olmalı. Var mı bu rakam? Yok!
Üçüncü konu ise silahlı kuvvetlerin yapısıdır. Ordumuzun ne kadar cesur ve yetenekli olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak o yetenekli ve cesur aslanlara son teknoloji içeren silahlar vermek gerek. AKP tutturmuş bir İHA-SİHA hikayesi gidiyor. Ama savaşlar SİHA ile kazanılmaz. Kara kuvvetlerinin ana muharebe tanklarına baktığımızda M60 tanklarının modernize edilmiş halleri olan M60 Sabra ve 1980''li yıllardan kalan Leopard 2A4''leri görüyoruz. Leo''lar soğuk savaşta karşıdan gelen Rus tanklarına göre yapıldılar. Ama devir değişti şimdi tanksavar silahları yandan geldiği zaman, piyadeler omuzdan roket attığında buna sağlam duracak zırh ve elektronik sistemlere sahip yeni nesil tanklara ihtiyaç var. Nerede Altay tankı? 2 yıl önce birliklere verilecekti ne oldu? Ordunun tank ihtiyacı bekleyecek bir konu mudur?
Hava Kuvvetleri''nin elindeki F-16''lar an itibari ile iş görüyor peki 5 yıl sonra? Yunan Hava Kuvvetleri tam gaz model yükseltip Viper versiyonuna dönerken bizim acil olarak filo için bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu?
Silah uzmanı olduğumu iddia etmiyorum ama açık kaynaklarda bile bu konular tartışılıyor ise oturup Sezen Aksu ve Sedef Kabaş ile uğraşmak yerine bu ülke yönetimin stratejik konulara el atması gerekir.
Kendi siyasi geleceğini Türkiye''nin geleceğinden önde tutan AKP yönetimi yüzünden ülkemiz derin bir uçuruma doğru yol alıyor.