AKP içinden huruç?
Abdullah Gül ve Bülent Arınç'ın tavırları dikkatle takip edilmeli.
Abdullah Gül'ün hanımı Hayrünisa Gül cumhurbaşkanlığından ayrılırlarken "İntifada başlatacağım!" dediğinde kopmuştu ipler. Kime karşı intifada? Elbette Recep T. Erdoğan'a karşı...
Hanımefendinin bu beklenmedik çıkışı, aslında A. Gül'ün, kapı ardında pimi çekmesi, hanımefendinin dışarıda bombayı patlatmasıdır.
"Yandaşlar", her fırsatta Abdullah Gül'e yükleniyorlardı: "Aman itibarını zedeleyelim, öne çıkmasın... 'Reis' Cumhurbaşkanı seçilsin, hem de Ak Parti'yi kontrol altında tutsun." diyorlardı. İşaret elbette "Yukarı"dan gelmişti.
A. Gül'ün cumhurbaşkanlığından ayrılmasına bir gün kala AKP'nin kongresi yapılıyor ve Ahmet Davutoğlu genel başkanlığa ve ardından başbakanlığa getiriliyordu.
A. Gül'ün sık sık "Ben bu partinin kurucusuyum." demesini hep dikkate almışımdır. Daha önce de yazdım... Aslında R. T. Erdoğan'a zemin hazırlayan, omuz vermenin ötesinde, sırtını atlama taşı yapan Abdullah Gül'dür.
A. Gül kırgın. Başköşeye oturtulup itibar edilmediğini, kenara itildiğini, görmemezlikten gelindiğini, düşünüyor ki, bu bir vâkıadır.
A. Gül'ün de Bülent Arınç'ın da akçalı işleri yok. Akçalı işleri olanların onlara itibar etmesini beklememeliyiz.
Kim, niçin ortaya çıkardıysa çıkarsın, hakikaten 17/24 Aralık, bir "vatan" hizmetidir. Bu tarihler aynı zamanda AKP'nin kırılma noktasıdır ve şu anda RTE/AKP inkıtaları oynuyor. Mecburen düşecekler/düşürülecekler. Muhtemeldir ki; AKP içinden bir hareketle darmadağın olacak. Muhalefetin hiçbir vaadi, hiçbir hamlesi AKP'yi dağıtamaz; içinden huruç şart.
Bu hurucun ayak seslerini -içeriden gelen haberdir- çok önce yazdık. Birçok kişi de yazdı. Ara tartışmalara girmeyelim ve son tartışmalara bakalım...
Hiç dikkatinizi çekti mi? A. Gül, bir gazetede, kendisi hakkında yapılan yorumda, AKP'yi ağır tenkit ettiği, yeni partinin başın geçeceği yazılmış, o da Ak Parti'ye ağır sözler söylemediğini açıklamış ama yeni parti meselesine hiç girmemişti.
B. Arınç, A. Gül gibi, AKP'nin Millî Görüş gömlekli ismi.
B. Arınç, RTE/AKP'nin ambargo uyguladığı CNN Türk'e çıktı. Satır aralarında AKP yönetimine ve "Reis"e ne kadar kırgın olduğunu okuyoruz.
1 Kasım'da aday olmaması için: "İnsanlar sevgiyle ayakta durabiliyorlar. Ama burada bir azalma eksilme de olmuşsa kabahatin kimde olduğu önemli değil, beraber siyaset yapamayacağınız insanlarla aranıza buzdan duvarlar girmeye başlamışsa, ara vermenin tam zamanı demiş olabiliriz." diyor.
Adaylığa karar veren kimse, suçladığı da odur. AKP'nin tek adamına bakın siz!
B. Arınç yandaşlar kalemleri kastederek: "Onlar da Yezid kadar olmasa bile, bazı köşe yazarlarımız, Yezid'den daha fazla cinayet işliyorlar. Ama insanların haysiyetlerine, toplum içerisindeki konumlarına o kadar alçakla saldırıyorlar ki Yezid bunları görseydi kıskanırdı." demesi yenilir yutulur gibi değil.
Gerçi Muharrem ayındayız. Hz. Hüseyin'i şehit eden Yezid dilde. Ama Yezid'in şimdi kime dendiği biliniyor. Bunun bir gönderme olduğunu kabul edelim. Yandaş kalemlerin yazdıklarına "Durun!" demeyene; altın varaklı koltukta oturana!
1 Kasım dönüm noktası. AKP içinden huruç beklenmeli.