Ahmet Türk iyi bir yurttaş ise...
Yumruk...
Önemi, kendi boyutunu aşan bir durumun ifadesidir.
Öyle olmadı mı?
Hacmine bakınız, etkisine bakınız.
Her yumruk aynı etkiyi yaratmasa da bazı yumruklar çok şey anlatır.
Dışavurumdur yumruk.
Dışavurumdan ne anladığımız da önemlidir. Bazılarının dediği gibi saldırganlığı ifade eder; kimilerinin söylediği gibi de bir acı haykırışı.
Yumruk...
Yumulmuş bir elin kendini oluşturan parmakları sıkarak ötekine doğrulmasıdır.
Öfkenin dışa vurumudur.
Kişinin içinde biriken enerjinin öfkeye dönüşerek somutlaşmasıdır. Kısacası beynin dip derinliklerinde yaşanan travmanın yönelmiş ifadesidir.
Bu sebepledir ki yumruğun psikolojisi, sosyolojisi kadar önemlidir.
Yumruk, bir algılamanın sonucu olduğu için de aynı zamanda karşı tarafın kendini anlatmadaki yansımasıdır.
Eğer Ahmet Türk, kendini anlatmada ve bunun sonucu olan anlaşılmada bir iletişim içeriği olarak nitelikli mesajlarını en başından öfkelendirmeyecek biçimde oluştursaydı, belki Samsun’da o istenmeyen olayla karşılaşmayacaktı.
Kim bilir?
Ahmet Türk’e atılan yumruğun anlamını yorumlayanlar, daha çok saldırı boyutu üzerinde durdu. Saldırganı hedef aldı. Ahmet Türk’ün sağduyusunu gündeme taşıdı.
Ama ortak bir husus var ki Bahçeli dâhil herkes saldırıyı kınadı.
İstisnalar hariç.
Türk milleti, Ahmet Türk ve ekibinden aynı sağduyunun PKK karşısında da gösterilmesini, “benim ülkem ve benim devletim” algısının yerleşmesinde Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan insanlara destek vermesini beklemektedir.
Başka?
Okul çağı çocuklarının sokaklara sürülmesinde gösterilen depresif durumun sonlandırılmasında da benzer titizliğin gösterilmesini istemektedir.
Hassasiyet güzel bir davranıştır?
Yanlış mı?
Değil elbet.
Ahmet Türk ve partisinin politik davranışlarını, öteleyici, bölücü, ayrıştırıcı bulan ve tasvip etmeyen birisi olarak yumruk olayı karşısındaki tutumunu doğru bulduğumu açıklıkla söylerim.
Burada temel soru, kimin sağduyulu olup, kimin saldırgan olduğu sorusu değildir. Böyle bir soru olayın temelini açıklamada yetersiz kalır. Burada asıl soru, Ahmet Türk ve diğerlerine herhangi bir yurttaşın yumruk atacak düzeye gelmesinin sebepleri nelerdir şeklinde olmalıdır.
Türkiye’de Ahmet Türk ve benzerlerine duyulan öfkenin temelinde, öteden beri sürüp gelen milli birlik ve bütünlük telakkisini “demokrasi istiyoruz” gerekçesiyle bozarak, milli birlikten bölünmüş cepheler kurma iradesi vardır. Siyasi birliği, siyasi ayrılığa dönüştüren güç ayrışma aracı olarak şiddetten yani terörden beslenmeseydi, Türkiye içlerinde Samsunluların da bulunduğu kaç bin evladını hayatının taze baharında toprağa vermeyecekti.
Ahmet Türk’e sağduyulu diyoruz...
Lakin asıl sağduyulu olan binlerce evladını toprağa veren büyük Türk Milletidir.
Ülkeyi tehdit edenler, milletin gelişmesine tuzak kuranlar, Batılılarla el ele verip kendi ülkesini bölmek için gecesini gündüzüne katanlar, tek bir sağduyu davranışıyla götürdükleri canları, sebep oldukları yıkımları ve halen daha yakıp yıktırdıkları otobüslerin bedellerini ödemiş olmazlar.
Eğer Ahmet Türk gerçek bir vatansever, sahiden iyi niyetli bir yurttaş ve hakiki bir vicdan sahibiyse, önce terörü lanetlesin görelim.