Ahmet Emin Yalman'ın Türkeş'ten aldığı cevap
Emekli amiraller sabahın köründe gözaltına alındılar. Evlerini didik didik ettiler. Dijital materyallerini topladılar.
Herkes biliyordu ki, darbeyle ilgileri yok. Bütün aramalarına taramalarına rağmen "darbe"nin imasını dahi bulamadılar. Amirallerimiz evlerine gönderildiler.
Açıklama niye gece yarısı yapıldı? Niye "Yüce Türk Milletine" diye başladılar? Laf mı bu şimdi...
Emekli amirallerimize memleket meselesinde hassasiyet gösterdikleri için teşekkür edilmelidir.
Ahmet Emin Yalman'ı (1888-1972) bilirsiniz. Alparslan Türkeş CKMP'ye genel başkan seçildikten sonra röportaj yaptı. Politikacılarımız 27 Mayıs 1960 Darbesi'nde baş rol oynayan Albay Türkeş'in sözlerine kulak vermeliler.
Yalman: Totaliter bir gidişi kestirme bir yol sanıp demokrasiye tercih edenler var. Siz bu gibiler hakkında ne düşünürsünüz?
Türkeş: Benim görüşüme göre esas olan demokratik yoldur. Halka dayanmayan, halk tarafından benimsenmeyen hiçbir teşebbüs verimli olamaz. Bizim Cumhuriyet devrinde girişmiş olduğumuz devrimlerimizden birçoğunun birkaç büyük şehrin dar sınırlarından öteye yayılamamasının önemli bir sebebi de bu devrimleri halka götürerek benimsetmek ve maletmek yolunu bulamayışımızdır. İşte onun için devrime aykırı davranışlarla karşılaşıyoruz ve aydınlar olarak buna üzülüyoruz, çare düşünüyoruz. Çare, meseleleri halk yığınlarına götürmek, davayı açıkça onlara anlatmak, doğru olduğuna inandığımız çözümü halka benimseterek, onun desteğini sağlamak yoludur sanıyorum. Halk enerjisini bir defa harekete geçirirsek, güçlükleri kolayca yeneriz. Yoksa 'Bu olacaktır' diye tepeden inme emir verirsek, nihayet birkaç memurla bunun faidesini kavrayan aydın kişiler yeniliği kabul ve tatbik ederler, büyük halk topluluğu buna karşı ilgisiz kalır. Bir İngiliz filozofunun bir sözü vardır. Der ki: 'Demokrasi demek liderlik demektir, halkın hoşuna gideni vermek veya hoş görüneni yapmak değildir. Halk için en yararlı olan şeyleri halkı ikna ederek vermek ve yapmaktır.' Memlekete demokrasi her geldikçe herkes sevinmiştir. Ne yazık ki her defasında demokrasi demagoji yoluna sapmış, fazla oy ve alkış toplamak gibi emeller ortalığa hâkim olmuştur. Bugün de aynı tehlikelerle karşı karşıyayız. Kolay yoldan halkın reylerini koparmak için birtakım kışkırtmalar ve vatandaşı vatandaşa düşman edecek davranışlar birbirini takip ediyor. İçinde bulunduğumuz güçlüklerden hangi sistem ve programla nasıl kurtulabileceğimiz konusunda pek az söz söyleniyor. Hâlbuki bilhassa geçmişe ait sözler ve hikâyelerle halkı tahrik edecek yerde, vatandaşlar arasında sevgiyi ve karşılıklı saygıyı geliştirecek ve müşterek meselelerimizi çözebilecek fikir ve programları ileriye sürmek lâzımdır." (Yeni Gazete, 12 Eylül 1965)
15-17 Ocak 1923'te İzmit'te, hâlâ tartışılan meselelere dair M. Kemal'e sorular soran Ahmet Yemin Yalman, 77 yaşında gazetecilik heyecanıyla CKMP genel merkezine gidiyor ve 48 yaşındaki Türkeş'le konuşuyor. Mülâkatın sonunda şunları yazıyor: "Alparslan Türkeş'in yanından şu kanaatle ayrıldım ki kendisi ve arkadaşları, yurt dışında geçirdikleri zaman zarfında yeni dersler öğrenmişler, rejimin çerçevesi içinde vazife görmenin lüzumuna inanmışlardır."
Türkeş "Atatürk devrimleri"nin dar alanda anlatıldığının ve politikacıların vatandaşları birbirine düşman hâle getirdiğinin altını çiziyor.
Herhâlde birileri Türkeş'in anlattıklarından ders çıkaracaktır.