'Adamcağız' mı 'adamcık' mı?!
Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "sözde cumhurbaşkanı" sözünün önüne geçebilmek için yeni şeyler bulma peşine düştü.
K. Kılıçdaroğlu, daha önce "Recep Bey" diye hitap etmiş, R. T. Erdoğan'ı çok kızdırmıştı.
O da bir hitap bulmak istedi, bula bula "Bay Kemal"i buldu. "Bay" da Alparslan Türkeş'ten aparılmıştı! Türkeş, Ecevit'ten bahsederken "Bay Ecevit" derdi.
Anlayacağınız yine öne geçemedi.
K. Kılıçdaroğlu'nun "sözde" hitabını yıkacak bir söz aradı, karşı atak olarak aynı kelimeyi seçti. Pekiştirmek için peş peşe birkaç defa kullandı. Tabiî ifade orijinal olmadığı için yavan kaldı.
Reis'in sözlerini yazan başdanışmanları, yeni hitap bulmak için bayağı kafa yordular. Bu defa "adamcağız"ı buldular. Haberlerde, R. T. Erdoğan'ın ne dediğinden çok "adamcağız" demesi öne çıkarıldı.
"Adamcağız"ı duyunca, "cancağızım" aklıma geldi. Kim kullanmıştı? Mevlana ve Nâzım Hikmet Ran. Nâzım Hikmet de Mevlâna'yı okumuştur muhakkak.
Mevlâna "Cancağızım yeni şeyler söylemek lâzım." diyor:
"Her gün bir yerden göçmek ne iyi / Her gün bir yere konmak ne güzel / Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş / Dünle beraber gitti cancağızım / Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım."
Uysun uymasın her sözüne "Nâzım Hikmet..." diye başlayanları sevindireyim. N. Hikmet Ran da hitabında sıklıkla "cancağızım" der. Son karısı Vera Tulyakova'nın hatıralarında okumuşsunuzdur. Bu Vera başkasıyla evliyken N. Hikmet'e gelip gidiyordu. Vera 23, N. Hikmet 55 yaşındaydı. Belki başta Rus istihbaratı Vera'yı görevlendirmişti. O kadar derine girmeyelim. Şaşırtıcı olan, N. Hikmet Ran'ın Vera'ya miras bırakmaması. Mirasının oğlu Memet'le, Türkiye Komünist Partisi arasında paylaşılmasını vasiyet etmiş. Söz açılmışken, gerçeklerin de bilinmesini istedik.
R. T. Erdoğan, bir parti genel başkanı da olsa, nihayetinde "cumhurbaşkanı" sıfatını da taşıyor. Ana muhalefet partisine, "şedîd" yükleniyor:
Geçmişteki hiçbir aktör bugünkü CHP Genel Başkanı kadar karikatür bir görüntü sergilememiştir. Esasen Türkiye'de CHP'ye ait bir siyaset yoktur. Hatta CHP diye bir partinin olup olmadığı tartışmalıdır... Kendisine karşı çıkan herkesi susturarak gerekirse kapı dışı ederek diktatörlüğün de dik alasını sergilemektedir. Şu anda CHP'de tek adamcağız siyaseti işliyor."
R. T. Erdoğan kendisine "diktatör", "tek adam" dendiği için çok kızgın. Bu sıfatları karşısındakine yüklemek istiyor ama uymuyor.
"Adamcağız" değil de "adamcık" diyebilirdi. O zaman küçümsediğini gösterirdi.
"Adamcağız" sevecen bir ifadedir. Bunu bilmesi gerekirdi.
K. Kılıçdaroğlu da "'Adamcağız' diyerek beni aklınca küçümsüyor. Bu söylemler zavallılığın ve korkunun eseridir." karşılığını veriyor.
R. T. Erdoğan, "zavallı" ve "korku" kelimeleri yüzünden, K. Kılıçdaroğlu'ndan yine milyonluk tazminat ister mi dersiniz?
"Sıfat" yakıştırma yarışında Reis yaya kalıyor. Başka "yüklenme" yolu bulmalı.