1'e karşı 10 ne demek?!

Aynı gün 16 şehit... Şehitlerin çoğu rütbeli...

Gece, "13 şehit" başlığını görünce tarifsiz acı duydum. Gündüz de 3 şehit haberi gelmişti.

Gazeteci olarak takip ettiğim PKK'nın başı Abdullah Öcalan'ın 1999'da İmralı'daki duruşmaları sırasında, duruşmaya ara verildikçe kafeteryaya geçiyor, şehit yakınlarıyla sohbet ediyorduk. O sohbetlerde anladım ki, asıl acıyı çekenler çocuklar... O zaman yazdıklarım:

"Şehit ailelerinin bütün konuları, yakınlarının şehadetinden sonra, hayatlarında meydana gelen değişiklikleri konuşmaktı.

Anlattıkları içinde en acıklı olanı çocuklar üzerineydi. Herkes anaların ıstırabını dile getirir, yanan yüreklerinden bahseder. Şehit yakınlarının yanında anladım ki, asıl acıyı çeken çocuklar... Babalarını kimi hiç hatırlamıyor, kimi hayal meyal hatırlıyor. Ama o şehit babalar, her zaman onlarla beraber... Bir gün top getiriyor, bir gün çikolata, bir gün bisküvi... Her akşam eve elleri kolları dolu geliyor... Bu hayal fazla sürmüyor, gerçeğe dönülünce mızmızlıklar, ağıtlar başlıyor:

'Benim babam niye yok? Benim babamı kim niçin öldürdü? Ben babamı istiyorum...'" (İmralı'daki Konuk, s. 461).

R.T. Erdoğan, İstanbul'un Fethinin 564. Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen toplantıda: "Bugün İçişleri Bakanım saat 12.00'ye doğru beni Kato Dağı'nın tepesinden aradı. Ne yaptılar orada? İnlere girdiler. Ve o girdikleri inlerin tepesinden aradılar. Orada birçok teröristi etkisiz hâle getirdiler. Şehitlerimiz oluyor ama o şehitlerimizin evet ne ahı ne kanı yerde kalıyor. İşte son günlerde elhamdülillah 1'e 10 gidiyor. Bedelini bu kadar ağır ödetiyoruz, ödetmeye de devam edeceğiz." demişti.

S. Soylu'yla konuşması sırasında Bakan'ın yanında kim vardı? O dağda PKK'lıların tepelerine inen Tümgeneral Aydoğan Aydın. Sonra o da R. T. Erdoğan'la konuşmuş, PKK'nın inlerine nasıl girdiklerini, nasıl mühimmat ele geçirdiklerini anlatmıştı.

O komutan yok şimdi... Şehit. Belki Kato'ya birlikte çıktığı Songül Yarbay da, diğer komutanlar da, uzman çavuşlar da yoklar... Aynı helikopterde şehit düştüler.

R. T. Erdoğan biraz da kendisini rahatlatmak için "Elhamdülillah 1'e 10 gidiyor." diyor.

Bizden 1, PKK'dan 10 gitmesi neyi ifade eder ki... O operasyonları yürüten komutanlar gittiler. Karşılığında bin PKK'lı öldürsen ne yazar!

Daha acısı askerlerimiz gönülden yaralı... Şehit Tümgeneral FETÖ'den gözaltına alınmış, sonra darbeyi önleyici tavrı ortaya çıkınca serbest bırakılmış ve ilk Şura'da rütbesi tuğ'dan tüm'e yükseltilmiş. Bu rütbe yükseltilmesi, içindeki burukluğu giderdi mi?

Ya jandarma yarbayımız Songül Yakut... O ise FETÖ'nün mağduru. Balyoz kumpasında açığa alınmış ve zorlu bir hukuk mücadelesinin ardından vazifesine dönmüş.

Böyle binlerce örnek... Kalpler buruk, gönüller yaralı... Bir dağılmışlık, bir tükenmişlik, bir geleceğe güvensizlik...

Çocuklarını PKK'ya kaptıran anaların ağıtlarını hiç duymadınız mı?

Kaybedilen çocukları kazanmak için ne yapıyoruz?

Geride kalan gözü yaşlı yakınlar ve en çok da çocuklar... Ömür boyu yara!

Nasıl bütünleşeceğiz?

Yazarın Diğer Yazıları