12 Eylül; Yıkımın başlangıç tarihi.
1980'de gerçekleşen 12 Eylül darbesi, yaşı 45'in üstündekilere çok şey söylerken altındakilere bir masal gibi gelir.
Türkiye'nin pek çok konuda kırılma noktasını işaret eder. Tarihin önemli bir dönemecini bize haber verir. Bu sebeple 12 Eylül 1980 darbesini, bu kırım ve yıkım sürecini anlamadan bugünün pek çok siyasi, sosyal olaylarını çözemeyiz.
Pekâlâ, öyle ise sadede gelelim ve 12 Eylül'ün bugüne yansımalarına kısaca bir dokundurma yapalım.
1. Bu darbe ile Türkiye'nin ekonomik düzeni değişmiş, uluslararası sermaye ile bütünleşme sağlanarak, ülkemiz, daha fazla dışa bağımlı hale getirilmiştir. Özellikle 24 Ocak kararları şimdiki ekonomik düzenin temellerini atmıştır. Böylece Türkiye, uluslar arası ekonomik sistemin bir parçası olmuştur. Halen daha bunun sıkıntılarını IMF ile olan ilişkilerimizde, özelleştirmelerde, Türk ekonomisinin yabancıların eline geçme hadiselerinde görüyoruz. Emperyalizm, İçe sızmıştır.
2. Türkiye'de 1949'da başlayan ve 1950'den sonra kurumsallaşmaya başlayan çok partili hayat, beklenen olgunluğa ulaşmadan 30 yıl sonra parçalanmıştır. Partiler ve partilerin beraberinde getirdiği siyasal felsefeler, darbe ile parçalanmış, darbe sonrası bir daha eski şeklini alamamıştır. İçinde bunduğumuz süreçte yaşanan siyasi istikrarsızlıkların ve bölünmüşlüğün temelinde 12 Eylül 1980 darbesi vardır.
3. Amerika ve İsrail gibi güçlerin Türkiye üzerindeki etkisi artmış, uluslararası denetim ve politik kontrol üst düzeye çıkarılmıştır. Türkiye, Atatürk'ün kurduğu ve adına "Tam bağımsızlık" dediğimiz değeri kayıp etmiştir.
Dışa bağımlı Türkiye olmanın yolu açılmıştır.
4. Toplumsal travmalar yaşanmasına sebep olan olaylar türetilmiştir ki bunların en önemlisi PKK terör örgütünün darbeden 4 yıl sonra ortaya çıkması bunun en açık örneğidir. Çünkü darbe sırasında yaşanan işkence ve dışlama olayları, PKK ile dışa vurarak ideolojik patlama yapmıştır.
5. Milli kültür yozlaşma sürecine girmiş, kültürel kozmopolitizm artmıştır. Gençlik depolitize edildiğinden, "ilgili genç" yerine "sev-genç" modeli geliştirilmiştir. Bu sayede kendi geçmişine saygı duymayan, millet bilincini önemsemeyen, bencilliğin öne çıktığı bir düşünme ve bağlı olarak davranış sistemi ortaya çıkmıştır. Halen daha içinde bulunduğumuz kültürel yozlaşmanın ve dolayısı ile de çözülmenin temelinde bu vardır.
6. Kültürel çözülme, beraberinde ahlaki yozlaşmayı da getirmiştir. Eskiden "söz senet iken" şimdi yazılı ve imzalı senetler bile aldatıcılığı önleyemez hale gelmiştir.
Bu ve benzeri daha pek çok travmalar sebebiyle Türkiye'de siyasi, sosyal, ahlaki ve kültürel çözülme yolu açıldığı için, içinde bulunduğumuz noktaya gelinmiştir.
Türkiye'de kurucu halk olan Türk halkı kendi yurdunda işçi, yabancı ekonomik güçler ise "özelleştirme" adı altında "yabancı sermaye getirmek" bahanesiyle patron durumuna getirilmiştir.
Türkiye'nin milli serveti, zenginliği, ürettiği katma değer ve milli hasıla söz konusu bu yabancı sermayeye giderken, işçi, köylü, memur ve sade vatandaş açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedir.
12 Eylül, partileri ve ideolojileri parçaladığı için ne sol kendini süreç içinde tam toplayarak geliştirebildi, ne de sağ. Toplumun ideolojik ve siyasi temsil kurumları çok bölünmüş, parçalı hale gelip kurum nitelikli kültürü oluşturamadığından ideolojik süreci sağlıklı atlatamamıştır.
AKP, 12 Eylül'ün devamı olan 28 Şubat sürecin ve dolayısı ile kimliksiz siyasetin bir parçası olarak ortaya çıktı. Türkiye'yi şimdi o yönetiyor ve öyle ki, siyasetin de merkezine oturmuş durumdadır. Bu yönü ile AKP, kurumsal kimliği tam oturmamış, nitelikleri tam belirlenememiş, ideolojisi açık ve net olarak ortaya çıkmamış ve fakat iktidar olan bir parti olarak varlığını önce 12 Eylül 1980 darbesine sonra da 28 Şubat post modern darbesine borçludur.
MHP'ye bakın.. Değerleri ve ideolojik duruşu tartışılıyor.
Ya CHP? Sol parti mi, devlet partisi mi ne olduğu açık değil.
DP, AP, Doğru yol çizgisi ne oldu? Buharlaştı.
MSP? O kendi içinden bir iktidar gücü doğurdu.
İşte manzara bu.
Hiçbiri eskisi gibi değil.
Ve Türkiye 12 Eylül anayasasını tartışıyor.