100. Yılda Cumhuriyeti Bilme ve Sahiplenme Erdemi
(Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Atatürk)
Atatürkçü düşünce sisteminin temel taşlarından biri cumhuriyettir. Cumhuriyet, anlamı ve yapısıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutan en önemli sistem olup her şeyden önce, Türk Milletinin doğasında, binlerce yıllık kültüründe, örf ve adetlerinde mevcut olan bir hayat tarzıdır. Bu tarz, en eski Türk toplumlarından başlayarak çağlar boyu gelenek, görenek ve töre çerçevesinde varlığını korumuştur.
22 Haziran 1919’da yayımlanan Amasya genelgesinin üçüncü Maddesinde; “Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözü, Mustafa Kemal’in ‘Cumhuriyet’ fikrinin işareti olup düşündüğü çağdaş, medeni, güçlü ve dünyada sözü geçen bir ülke olabilmenin ilk ve tartışmasız adımı olarak verdiği karardır. Mustafa Kemal, Erzurum’da bulunduğu dönemde Mazhar Müfit’in kendisine 20 Temmuz 1919 tarihinde hükûmet şekli ne olacaktır diye sorduğu zaman Mustafa Kemal “Açıkça söyleyeyim; Şekli hükûmet zamanı gelince, ‘Cumhuriyet’ olacaktır.” dediği kayıtlarda mevcuttur.
Türk milleti yüzyıllar boyunca egemenliğine engel rejimlerin acısını çekmiş, sonunda en uygun idare şeklinin cumhuriyet olduğunu Atatürk sayesinde görmüş ve 29 Ekim 1923’te Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. 1924, 1961 ve 1982 Anayasasında Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet şekli olarak öngörülmüş ve bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Atatürk’ün "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir" sözü bu kuralı perçinlemiştir.
Egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şekli Cumhuriyet, devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. Bu rejimde devlet başkanı olan Cumhurbaşkanı da milletçe ya da milletin temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce seçilir.
Cumhuriyet anlayışı, toplumsal anlamda kamusal yarara ve yurttaşlık erdemine dayalı bir özgürlük anlayışı olup egemenliğin halka ait olduğu bir politik sistemdir.
Cumhuriyetin temelinde Türk kahramanlığı vardır. Çünkü bağımsızlık elde edilmeseydi, Türkiye diye bir devlet olmayacaktı. Bağımsızlığın elde edilmesi için dış ve iç düşmanlara karşı büyük savaşlar verilmiştir.
Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir rejimin adı olup Türk Milleti için bir hayat tarzıdır. Cumhuriyette temsil yetkisi seçimle belirlenebilir. Cumhuriyetçilik herhangi bir kişi, zümre ya da sınıf fark etmeksizin egemenliğin belli bir topluma değil tüm halka ait olduğunu anlatmaktadır.
Demokratiklik, millîlik ilkeleridir. Söz konusu bu ilkeler, kurtuluş savaşının siyasi ve hukuki tüm metinlerinde yer almıştır.
Atatürk, 1924 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin II. Dönem açılış konuşmasında Türk Milletinin asırlarca özlem duyduğu bir idare şeklinin cumhuriyet olduğunu ifade etmiştir. Bu ifadeye sahip çıkmak gerekli olup erdemliktir.
Atatürk; "Cumhuriyet erdemli bir ahlaka dayanan yönetimdir. Cumhuriyet erdemdir... Cumhuriyet yönetimi erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir" sözleriyle bizlere Cumhuriyetin önemini vurgulamıştır. Cumhuriyet demokrasinin en gelişmiş biçimidir. Atatürk'ün dediği gibi "Demokrasi prensibinin en asri ve mantıki tatbikini temin eden hükûmet şekli, cumhuriyettir". Cumhuriyette “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”.
Atatürk, yalnızca savaş meydanlarındaki dehası değil, Cumhuriyet öncesi ve sonrası gösterdiği devlet adamı kimliği ile de tarihe iz bırakmış ender liderlerden biridir.
Cumhuriyetin bize kazandırdığı haklardan bazıları; “Yaşama Hakkı, Sağlık Hakkı, Eğitim Hakkı, Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı, Kişi dokunulmazlığı, Özel hayatın gizliliği ve korunması, Yerleşme ve seyahat hürriyeti, Din ve vicdan hürriyeti, Bilim ve sanat hürriyeti” olarak sayılabilir. Cumhuriyetle sahip olduğumuz bu değerleri korumaksa Cumhuriyete sahiplenme erdemidir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri anayasalarımızda yer almıştır. Bunlar: Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Lâiklik, Devrimcilik, Millî Egemenlik ve Millî Bağımsızlık olarak ifade edilen kavramlardır.
Bütün bu anayasamızda yer alan cumhuriyetin temel nitelikleri yanında Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini Cumhuriyetin halk yönetimi olması nedeniyle yönetimin dayandığı; Halk Egemenliği, Tam Bağımsızlık, Ulusal Bütünlük, Çağdaşlık, Barışçılık gibi ilkeler yanında halk kültürü çerçevesinde destekleyici ve bütünleyici manevi değerler de vardır. Atatürk’ün "Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir" sözü bu görüşün açık ifadesidir.
Din ve devlet işlerinin birbirinden bütünüyle ayrıldığı, lâik düzen olan Cumhuriyet rejiminde halkın seçtiği yöneticiler ancak halkın temsilcileri olarak iş yapabilirler. Eğer halkın seçtiği yöneticiler kendi isteklerini keyfi ve zorla kabul ettirmeğe kalkışırlarsa o zaman cumhuriyet yönetimi egemenliğimize engel rejimlere dönüşür. Bu nedenle Cumhuriyet anlayışını iyi bilmek ve Cumhuriyete sahiplenme bilinci içinde olmak gerekmektedir.
Bu sahiplenmeyi gerçekleştirmek için Atatürk, İstanbul’un işgalinden sonra gizlice gazetesini Ankara’ya taşıyan ‘Yeni Gün’ gazetesinin sahibi Selanik’ten beri arkadaşı olan Yunus Nadi’yi yanına çağırır. “Bu Cumhuriyetin savunulmaya daha çok ihtiyacı var. ‘Yeni Gün’ adlı gazetenin adı ‘Cumhuriyet’ olacaktır.’’ der.
O zamanlar çok büyük kitlelere ulaşabilen bir yayın organı olan ‘Yeni Gün’ gazetesi 7 Mayıs 1924 günü ‘Cumhuriyet’ adı ile yayına başlayıp Cumhuriyet ilkelerine bağlı, Atatürk devrimlerinin savunucu ve yayıcısı olarak önemli bir görevi üstlenen unsurların başında gelmiştir.
29 Ekim 1923’te Teşkilatı Esasiye kanunundaki değişiklik TBMM onayına sunulmuştur. İlk iki maddesi:
Madde 1-Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü, halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devletinin Şekli Hükûmeti Cumhuriyettir.
Madde 2-Türkiye Devletinin dini İslam’dır. Resmî dili Türkçedir.
biçiminde olan kanun oy birliği ile kabul edilip ayakta alkışlanmıştır. Zaman içinde;
“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. / Benim nâçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” ve "Bütün dünya bilsin ki, benim için bir taraflılık vardır; Cumhuriyet taraftarlığı.” diyen Atatürk'ün Türk ulusuna ve gençliğine olan inancı, cumhuriyetçiliğin tamamlayıcısı ve güvencesidir. Kendi kurduğu cumhuriyeti Türk gençliğinin bekçiliğine bırakmıştır. Çünkü günümüz koşullarında görüldüğü gibi bu Cumhuriyet’in daha çok savunulmaya ihtiyacı vardır.
Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü ırka dayalı olmayan bir milliyetçilik anlayışını ortaya koyar. Cumhuriyetin temeli Türklerdir. Diğer zümreler Türk kimliğine aitlik hissettiği ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına bağlı kaldığı sürece bazı haklara sahip olabilir.
Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı’nı heyecanla kutlar, Atatürk’le birlikte tüm silah ve yol arkadaşlarını minnetle anar, ruhları şad olsun derim.