Zorunlu temel ihtiyacın belirlenme kriteri…
Malumunuz, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, Cumhurbaşkanı kararları ve genelgelerle yönetilen bir ülke haline geldik. "Yasa"nın esamesi okunmuyor. Milletin vekilleri, millete vekalet edemiyor. Temel hak ve özgürlüklerimiz, bazen virüsü önleme amacıyla makul bir gerekçeyle bazen virüs bahane edilerek örtülü amaçlar uğruna ama mütemadiyen yanlış usuller tercih edilerek kısıtlanıyor.
Oysa, özgürlüklerimizin ve haklarımızın en büyük garantisi, "yalnızca kanunla sınırlandırılabilir" olmalarıdır.
"Zorunlu ihtiyaç" kavramının muğlaklığı
Son olarak, yine genelgeyle, marketlerde satışı yapılabilecek ürünlerin sınırlandırılmasına şahit olduk.
Tam da alkol satışına getirilen yasağı eleştirirken, tek dertleri alkol değilmiş gibi görünmek isteyen yönetim, temel hak ve hürriyetlere aykırı bu yasağı kaldırmak yerine, daha da genişletme ve başka ürünlerin de satışını yasaklama, yani hürriyetlerimizi daha da kısıtlama yoluna gitti.
Bunu yaparken de marketlerde "zorunlu temel ihtiyaçlar" dışındaki ürünlerin satışını yasakladı.
Ancak…
Hukukta, Latince "numerus clausus" denilen bir ilke vardır. Yani, sınırlı sayıda ilkesi. Bu ilke, kanun hükmünün belirli ve sınırlı hallerde uygulanacağına dair bir ilkedir ve hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik ilkeleriyle ilişkilidir.
Hukuki belirlilik, yapılan hukuki düzenlemenin hem kişiler hem de idarenin geri kalanı açısından tereddüde yol açmayacak şekilde açık, net anlaşılır ve uygulanabilir olması anlamına gelir.
Hukuki güvenlik ise, idarenin eylem ve işlemlerinin önceden öngörülebilir, keyfiyetten uzak olmasını ve sınırları belirli bir takdir alanı içinde düzenleme yapmasını içerir.
Bu iki ilke, bireyi olası keyfiyetlere karşı korur.
Ancak siz, alkol satış yasağını meşru gösterebilmek adına -belli ki- yeteri kadar düşünmeden ve detaylandırmadan, numerus clausus olarak belirtmeden, genel bir ifadeyle zorunlu temel ihtiyaçlar dışındaki ürünlerin satışına yasak getirirseniz; neyin zorunlu ihtiyaç olduğunu belirleme inisiyatifini market yönetimine bırakmış olursunuz. Bu da birbirinden farklı uygulamalarla karşılaşılmasına yol açar ve yasağın ucu, kadın sağlığı için temel hijyen ürünlerinin satışının yasaklanmasına kadar varır.
Yasakçı zihniyet
Alkol satış yasağıyla ilgili yazımda bu yasakların neden genelgeyle getirilemeyeceğini açıklamıştım. Şimdi bunları tekrar etmeyeceğim ancak son olarak şunu belirtmek isterim:
Anayasaya aykırı davranmayı göze alarak, insanların özel hayatlarına müdahale teşkil eden yasakları getiren bir yönetimle karşı karşıyayız. Üstelik bu yasaklar, usulen de yanlış bir şekilde getiriliyor.
Ayrıştırma ve dışlama üzerine kurulu politikalarla sürdürülen yönetim anlayışı, alkol satışına getirilen yasakla da kendini gösteriyor ve laiklik temelinde başlatılan tartışmayla hükümet kendi seçmen tabanını konsolide etmeye çalışıyor.
Ancak devamında gelen daha sınırlayıcı yasaklamalar gösteriyor ki, yaşam hakkına yönelik her müdahale ve bu konuda verilen her taviz, bir yenisini doğuruyor ve bu yasakçı zihniyetin sopasının ucu, eninde sonunda herkese dokunuyor.
Yeterince düşünmeden yapılan değişiklikler
Tersine göçü planlama
Diktatörlerin sonu
Sosyal medya yasağı
Popülizm ve Liberal Demokrasi Etkileşimi
Hukukun Üstünlüğü ve Erdoğan’ın Adaylığı
Tarafsız olması gereken RTÜK
UCM ve Netanyahu kararı
Siyasi baskının yoğunlaşması
Özellikle iki yıl önemli
Dr. Fatma ÇELİK
Yeterince düşünmeden yapılan değişiklikler
Esfender KORKMAZ
Asgari ücret siyasi populizm aracı oldu
Mehmet Şahincileroğlu
Özgü Namal’ın ‘Meryem’ büyüsü
İsmail TÜRK
Ahlaklı siyasete ihtiyacımız var!
Yunus Arıkan
Sivilceli hallerimiz olsa da!
Orhan UĞUROĞLU
Gazeteci Erdem kardeşime yanıt
Coşkun ÇOKYİĞİT
İnsanlık kurtarılmalı
Ahmet B. ERCİLASUN
İran inkılabıyla ilgili bir hatıra
Remzi ÖZDEMİR
Bu faizle bu konutları kim aldı?
Arslan BULUT
"Doktor dövüyoruz"dan "mimar öldürüyoruz"a!