“You're Guilty” Sayın Başkan!
Malumunuz, Kasım ayında ABD Başkanlık seçimleri yapılacak ve bu seçimlerde Cumhuriyetçilerin en güçlü adayı Donald Trump.
İşte bu süreçte, oldukça önemli bir gelişme yaşandı.
Eski Amerikan Başkanı Trump, geçen yıl Mart ayında başlayan, kamuoyunda “sus payı” davası olarak bilinen, bir kadına aralarındaki özel ilişki hakkında sessiz kalması karşılığında ödediği parayı örtbas etmekle suçlandığı davada suçlu bulundu.
Yani, Amerikan yargı sistemi uyarınca, 12 üyeli jurinin tamamı, Trump için “guilty (suçlu)” dedi.
Başkanın sorumluluğu: ABD örneği
Kendisine itham edilen 34 ayrı suçlamayı Nisan 2023’de mahkeme karşısında reddetmiş; bu suçlamaların seçimlere müdahale olduğunu belirtmişti. Ancak son altı haftadır yürütülen yargılama süreci nihayetinde söz konusu 34 suçlamanın tamamı için suçlu bulundu.
Böylece, ABD’de tarihinde bir ilk yaşandı ve bir eski Başkan kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle ilk defa hâkim karşısında çıkarak suçlu bulundu.
Kendisine uygulanacak ceza ise 11 Temmuz’da yapılacak olan duruşmada belirlenecek.
Suçlandığı her bir suçun cezası 4 yıl; bu kapsamda en fazla 136 yıl hapis cezası söz konusu. Ancak bu durum, illa hapis cezası alacağı anlamına gelmiyor. Daha önce sabıka kaydının bulunmaması, kişisel geçmişi göz önüne alınarak daha hafif cezalar uygulanabilir.
Buna göre, denetimli serbestlik veya ev hapsiyle karşılaşması da olasılıklar arasında. Ancak denetimli serbestlik uygulanması Trump hakkında hâlihazırda yürütülen üç farklı dava daha görülmekte olduğu düşünüldüğünde, kendisi adına oldukça riskli. Zira gizli belgeleri ele geçirmesi, 2020 seçimlerine hile karıştırdığı ve Gürcistan seçimlerine müdahale ettiğine yönelik üç ayrı davanın sonuçlarına göre, burada alınacak denetimli serbestlik kararı hapis cezası ile karşılaşmasına neden olabilir.
Bu yüzden önümüzdeki süreçte bu davalardan ne karar çıkacağı da oldukça önem arz ediyor.
Trump’ın mevcut kararı, temyize götürebilmesi için cezanın açıklanmasını beklemesi gerekiyor.
Üstelik, dava eyalet davası olmadığı, federal bir dava olduğu için Trump’ın başkan seçilmesi hâlinde, kendini af yetkisi de bulunmuyor.
Trump’ın başkan adaylığı
ABD yasaları, hüküm giymeyi, başkanlık adaylığına engel olarak görmüyor. Bu durumda söz konusu cezadan Trump’ın adaylığının etkilenmeyeceğini söyleyebiliriz.
Ancak seçmen, hükümlü birini başkan olarak görmek ister mi? Bu tartışmalı… Zira, anketlere göre seçmenin tercihi bu durumda olumsuz. Ancak kararın ardından Trump’ın seçim kampanyasına rekor (34,8 milyon dolar) bir bağış yapıldı. Trump, “kararın hukuksuz olduğunu” ileri sürerken; karara tepki gösteren Trump seçmenleri, ABD bayrağını evlerine ters olarak asma şeklinde bir protesto başlattı.
Öte yandan, görevdeki başkan olarak Biden’ın ekonomi, kaçak göçmen ve küresel olaylardaki duruşu seçimlerde Trump’a verilen cezadan çok daha önemli etkenler olacak.