Yine ‘Üç Tarz-ı Siyaset’!
Lütfü Şehsuvaroğlu, köşesinde, “Üç Tarz-ı Siyaset ve Tartışmalar başlığını taşıyor Arslan Tekin’in yeni kitabı. / Yusuf Akçura’nın Türk mecmuasında yayınlandığı sıralarda hayli ilgi çeken yazı dizisi kitapta tıpkıbasımıyla da yer almış.” diyor. ( “Üç Tarz-ı Siyaset ve Yusuf Akçura Üzerine”, Vahdet, 5 Ağustos 2015).
Lütfü arkadaşımız, yayınımızdan hareketle uzun bir değerlendirmede bulunuyor. Bize ikazları da var. Onun için bir istizah (açıklama) gerekiyor.
Akçuraoğlu Yusuf’un 1904’te, “Osmanlıcılık-İslâmcılık-Türkçülük” diye formüle ettiği meseleyle ilgili tahlilî makaleleri büyük ses getirmişti. Tartışma, “İslâmcı/Osmanlıcı” Ak Parti Hükûmeti zamanında daha bir alevlendi.
Şimdiye kadar “Üç Tarz-ı Siyaset” tartışmalarının tek kaynağı vardı: Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karal’ın TTK’dan çıkan kitabı. Karal, uzun bir girişle “Üç Tarz-ı Siyaset”i kendi bakış açısından değerlendirmiştir. Ancak bu kitap, 1907 ve 1912’de, Akçuraoğlu yanında Ali Kemal ve Ahmet Ferit Tek’in bir arada yayınlanan tartışmalarının sadeleştirilmişidir. Karal, sadeleştirmede, bizim kabulümüz dışında bir dil kullanmıştır
Bu kitap üzerine en ciddî çalışmayı Doç. Dr. Recep Duymaz yapmıştır, diyebiliriz. 2004’te yayınladığı eserinde hem metni transkripize etmiş, hem sadeleştirmiştir. Fazladan olarak Hüseyinzade Ali’nin tenkit mektubunu da vermiştir. R. Duymaz, kitabında, “Üç Tarz-ı Siyaset”i kritik de etmiştir.
Bizimle paralel yapılmış, üç yazarı esas alan Dr. Mustafa Yeni-Erol Kılınç’ın çalışması çıkmıştır. Şüphesiz her iki çalışma da ciddîdir.
Peki, bizim yayınımızla yukarıda bahsettiğimiz üç yayın arasında fark ne?
Karal’ınkini geçiyorum. Diğer ikisi ile bizim çalışmamız arasındaki fark, tartışmaya yeni bir boyut getirecek, yeni makalelerin eklenmesidir. “Türk” gazetesinde çıkan iki imzasız makale ile Vambery’nin “Türklük” muhtevalı önemli bir mektubunu verdik. Açıklamalar yanında, ayrıca 1912 baskısının orijinalini de kitabın sonuna koyduk. O dönemin şartlarında, tartışmaya girmek ve isim vermek öyle kolay değil. Zaten ilk tartışmaya katılanlar da isim vermemiş veya kim olduğu belli olmayacak isimler koymuşlardır (Ferid, A. Turanî gibi...).
Lütfü Şehsuvaroğlu, “[Arslan Tekin] Gönül isterdi ki daha mufassal bir eser ortaya koysun. Bugüne kadar yapılan tenkitleri ve yaklaşımları da irdelesin...” diyor.
Lütfü arkadaşımın bahsettiği husus ayrı bir çalışma konusudur ve ilim dünyasında zaten bu çalışmalar çok yönlü yapılmaktadır. Bu çalışmalarla ilgili bende kaç klasör dosyanın yüklü olduğunu söylesem şaşarsınız!
Burada güttüğümüz gaye, tartışmalara sağlam zemin hazırlamaktır. Gerekirse ileride, başka cephelerden bu tartışmalara girilebilir. Zaten köşemizde ne yapıyoruz ki!
Tekrar hatırlatma ihtiyacı duyuyorum: Sağlam zemin için Türk Yurdu’nun eski yazıyla yayınlanmış bütün sayılarını, Dergâh dergisin bütün sayılarını, Anadolu Mecmuası’nın bütün sayılarını yayınladığımız gibi, iki önemli çalışma daha baskıda. Ayrıca Cumhuriyet’e giden yolu aydınlatabilmek için Akçuraoğlu’yla ilgili iki, Ziya Gökalp ve Ahmet Ağaoğlu’yla ilgili birer çalışma masamın üzerinde...