Yine 'HDP' mi?
"Şerefsiz" tabir edilen tuzu kurular "HDP Türkiye'dir!" diye çırpınıp duruyorlar.
HDP/PKK'nın "Türkiye" partisi olması misyonlarına aykırıdır. Arada bir "Türkiye partisiyiz." demeleri mevzi kazanmak içindir.
"KCK", PKK'yı, PKK'nın Suriye, Irak, İran kollarını bir çatı altında topluyor. Bu soldan gelenlerin harf yığınlarına merakı çok fazla... Kafa karıştırmak için birbirleriyle yarışıyorlar.
"KCK" dediklerinin açılımını tekrar yazayım: "Koma Ciwaken Kürdistan (Kürdistan Topluluklar Birliği)".
KCK, bir nevi üst devlet. Anayasası var. Okusanız peh peh peh!.. dersiniz. Lenin kim? Stalin neci? Hitler tarihte bile yaşamamıştır! Hepsine rahmet okutturuyor!
KCK'yı kurduran da Ankara'nın kendisinden medet umduğu Abdullah Öcalan'dır.
(Ara not: Dört bir yana şehitlerin cenazeleri gidiyor ve hemen hiç kimse "Vatan sağ olsun!" demiyor. "Kimin için bu savaş?" diye soruyor ve doğrudan "Beyler"i adres gösteriyor; "Beyler" deyince siz "Saray" anlayacaksınız. Tek söz sahibi Saray çünkü. Herkes Saray'ın savaşta samimiyetine inanmak istiyor ama kuşku çok fazla. Halkta bu fikir yerleşmeye başladı, yakında kökleşirse, maazallah farklı şeyler olabilir: "PKK'ya sen göz yum, istediği gibi yığınağını yapsın, şimdi seçimi kaybedince dön silâh doğrult! Asker vatan için savaştığından emin olmak ister, senin için değil!" Saray, bunun farkına varmıştır. Yakında A. Öcalan yine sahneye sürülecek, mesajları yayınlattırılacaktır ama A. Öcalan, PKK için mostralık. "Önderlik" falan diye gevelemeleri taktik icabı. Hapisteki adamdan netice alınmayacağını, PKK'nın başları Ankara'dan önce gördüler!)
HDP'yi, KCK'nın dışında tutmak mümkün değildir. HDP KCK'dır, KCK HDP'dir. Hepsi birden PKK'dır!
Kandil, HDP aracılığıyla bizim "şerefsiz" tuzu kuruları bir güzel kullandılar. Selahattin'e saz çaldırıp, övgüler düzüp 80 milletvekili çıkarttırdılar. Kandil, yine de "Ne başardınız ki!.." diye hesap soruyor. (Duran Kalkan'ın sözü.)
Zılgıtı yiyen Selahattin hemen aslına döndü. "Şerefsiz" tuzu kuruları ayıltır mı, sanmıyorum, hatırlatmak için Selahattin'den iki örnek vereceğim:
Twitter hesabından: "Yüksekova'da gerginlik yok, katliam var. Halka karşı doğrulttuğunuz her silah ters tepecek ve başlattığınız savaşınızın altında kalacaksınız... Halkın özgürlük arayışını durduracak silahı henüz kimse icat edemedi, denenmiş ve başarı ihtimali sıfır olan yöntemlerden vazgeçin artık."
CHP heyeti de gitti Yüksekova'ya... Neler olduğunu gördüler. PKK saldırmasaydı, çatışma çıkar mıydı?!
Selahattin Avrupa'da daha bir açılıyor. Viyana'da da "özgürlük" dedi: "(Vali) 'Hakkâri'nin vekilleri Hakkâri'ye giremez' diyor. Şimdi ben size soruyorum Kürtler özerklik ilân etmesin ne yapsın?"
Selahattin aklı sıra lâf cambazlığı ediyor. Vali, HDP'lilerin halkı kışkırtmasına mı izin verecekti. Ya çatışmanın ortasında kalsalardı?
HDP/PKK, 1 Kasım'da Güneydoğu'da silme götüreceğe benzer. Maksatları hâsıl olmuş, fiilen bölünmeyi sağlamışlardır. Yakında KCK'nın Anayasası işlemeye başlar!
AKP yönetimi bunun hesabını nasıl verecek?!