Yerköy'de 153 Suriyeli vatandaş...
Memleketimdeyim. Yozgat-Yerköy. Kırşehir''in ilçesi Çiçekdağ ile bitişik. Gece 28 bin, gündüz 40 bin nüfuslu bir yer. Tren yolu Yerköy''den geçince nüfus hızla arttı. Cumhuriyet döneminin ilk istasyonudur. (Açılış: 20 Kasım 1925).
Tren yolu deyince... Mustafa Kemal''in iki defa uğradığını yazmıştım. Bir uğrayan daha var: Geçmişin ünlü İttihatçı yazarı Hüseyin Cahit Yalçın (1875-1957). Hüseyin Cahit, Çorum''da sürgündür. 1926''da sürgün cezası kaldırılınca kızı Azade''yi ve bir memurun karısını da yanına alarak, İstanbul''a gitmek üzerine Yerköy İstasyonu''na gelir. Memur, karısını Hüseyin Cahit''in kaçırdığını ve şikâyetçi olduğunu söyler. Trene binmeden Yerköy''e ulaşırlar. Ama kadın: "Ben kendi rızamla gidiyorum." der ve gider. Bu bilgiler, o sıra Çorum''da tahrirat müdürü olan ve hâdiseyi bizzat araştıran Kırşehirli Rüştü Yurdakul''un "Hayatımın Romanı ve Harp Hatıralarım" (1962) kitabında yer alır.
Yerköy''de sokakta Arapça konuşanlara rastladım ve şaşırdım. Buraya da mı gelmişler, dedim.
Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz''a uğradım. (İYİ Parti''den seçildi.) Suriyeliler meselesini ayrıntılı konuştuk. 153 kişi vatandaşlık almış. 90 civarında aile ve her ailede 10-15 nüfus var. Çoğu iki evli, üç evli.
Şu gerçeği göz ardı etmeyelim. Anadolu''nun dört bir tarafına dağıtılan Suriyeliler, hiçbir surette gidici değiller. Sınır ötesinde Türkiye''nin elinde tuttuğu bölgelerden gelenlerden oralarda yeri varsa, imkânları genişse gidenler olabilir.
Şunu bilelim: Suriyelilerin çocukları Türkiye''de büyüyorlar ve Türkiye''nin mekteplerinde okuyorlar. Onlar artık, bir yönüyle "Türk", gönderilseler kendi topraklarında yabancı kalacaklar.
Resmiyette 4 milyona yakın nüfustan bahsediyor ama daha fazla. Bir de Afganlılar var. Çoklukla çobanlık yapıyorlar, tarım işlerinde çalışıyorlar. Onlar olmasa, hayvan yetiştiricileri çalıştıracak adam bulamayacaklar. Böyle bir gerçekle de karşı karşıyayız.
İki kişi önümden gidiyordu. Biri çok kızgındı. Anlaşılan inşaat işlerinde çalışıyordu. Bir tanıdığı işe kendisini alacağına dört Suriyeliyi almış, 4 bin lira da peşin vermiş. Adamlar bir gün çalışmışlar ertesi gün gelmemişler, kaçıp gitmişler. O da "Oh olsun!" diyordu. Halk arasında böyle bir ayrışma, böyle bir hoşnutsuzluk da var.
Trenle gidenler bilirler. Yerköy''le Şefaatli ilçesi arasında içinden Delice (bizdeki adı Kanak) ırmağı akan 35 km.lik bir vaadi var. Üzüm bağları, ayva, elma, armut ağaçlarıyla bezeli. Özellikle üzümü ve ayvası çok meşhur. Bizimkinin tadına benzer üzümü Kudüs''te tatmıştım. Mescid-i Aksa''nın Şam (Amud) Kapısı önünde dizili kadınlar salkım salkım üzüm satıyordu. Tadına bakayım, diye aldım. Ne yalan söyleyeyim, bizimki daha farklı bir tatta.
Ferhat Yılmaz bu vadinin ıslah edilmesi üzerinde ısrarla duruyor. Devlet nasıl el atar, bilmiyorum ama mutlaka el atılması lâzım.
Halkla iç içe oldum, berberiyle, bakkalıyla, çay ocakları müdavimleriyle sohbet ettim. "Cumhurbaşkanı olarak kimi istersiniz?" sorusunu yönelttiğimde, tek isim söylediler: Mansur Yavaş.
Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz, dikkatli bir gözlemci. Ona sorduğumda "İnsanlarımız kimi söylüyorsa onunla seçime gidilmeli." dedi.
Halk isterse, Mansur Yavaş''ın yapacağı bir şey yok; yola çıkacak!
Yerköy''de 2 bin dolayında biçerdöver var. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da "Biçerdöver Dualama ve Uğurlama Festivali" yapıldı. Biçerdöverler ilk hasat için Güneydoğu illerine doğru yola çıktı. Ukrayna''ya, Rusya''ya, Suriye''ye de gidilirdi. Savaş yolu kesti.
Yerköy Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz, aynı zamanda Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler toplantılarda ülkemizi temsil ediyor. Geçen Mart ayında Strazburg''daydı.
Yazılacak çok şey var. Şimdilik bu kadar.