Yeni siyasetin yol haritası
AKP İstanbul'da hüsrana uğradı. Bu nasıl oldu? Herkes bunu konuşuyor. Haklılar. Konuşulması lazım.
NEDENİN NEDENİ:
AKP, Millet egemenliğinin en önemli öğesi olan ve yine millet tarafından yasal düzen içinde yürütmesi şartıyla kendisine verilen iktidar görevini (gücünü) seçmen sorgulamış ve sandıkta cevaplamıştır.
Buradan almamız gereken birinci ders, parlamenter sistem yerine inşa edilen Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin, halktaki beklentiyi karşılamadığı ve onay alamadığıdır.
İktidar blokunun kullandığı siyaset dilinden, toplumu kutuplaştırmasına, oradan rakiplerine kumpas kurmasına kadar, ekonominin önümüze koyduğu yüksek faiz oranları, doların yükselişi, eğitimdeki yaz-boz oyunları ve en önemlisi işsizliğin her evin içinde kendini aile içi gerilmelerle göstermesine kadar, intiharlara varan çaresizlikleri de ilave edersek benzer pek çok sebep, seçmen davranışlarının ana gerekçelerini oluşturmaktadır.
Kısacası AKP, Türkiye'de her ne oluyor ya da olmuyorsa, hepsinin gerisindeki asıl nedenin ta kendisi olduğunu bu sonuçlara bakarak anlamalıdır.
Uyarı oldukça ağırdır..
AKP'nin KALELERİ DÜŞTÜ:
Son 35 yılın seçimlerinin rekorunu kıran İmamoğlu sadece oy farkını açmakla kalmadı aynı zamanda 31 Mart'ta MHP ve AKP'nin kazandığı 25 ilçeden 14'ünde üstünlük sağladı. AKP, sadece 11 ilçede birinci olurken buralarda da Esenler hariç iki aday arasındaki fark oldukça az oldu. AKP'nin kaybettiği ilçeler arasında Eyüp, Bahçelievler, Fatih gibi oldukça kritik üç ilçe de var.
SEÇİMİN SOSYOLOJİSİ:
Seçim sonuçları, Türkiye siyasetinin değişen seçmen davranışlarına ilişkin önemli mesajlar içeriyor…
Değişimin en önemli ayağı, CHP adayı İmamoğlu'nda birleşen farklı siyasi kesimler ve bunların siyasal, sosyal ekonomik talepleri. Uzun yıllar CHP'ye uzak duran muhafazakâr kesimin İmamoğlu ile birlikte CHP'ye oy vermesi, Terörist başının mesajlarının seçmen davranışlarına yansımaması, bunun yerine HDP'nin daha etkili olması gibi durumlar, manidar bir değişim göstergesidir.
Diğer taraftan eğitimli orta sınıf muhafazakârlar seçmenin kendilerini tehdit altında hissetmeleri ve demokrasiden yana tavır alarak CHP'ye oy vermiş olmaları en dikkat çekici sonuçlardan biri olmuştur.
CHP VE İYİ PARTİ:
Öncelikle değişimin odağında bulunan CHP'nin atacağı adımlar yeni siyasal gerçekliği doğru anlamasına bağlı. Benzer bir durumla karşı karşıya olan diğer parti İYİ partidir. Siyasi yol haritası açısından önemli ipuçlarını değerlendirmesi gerekiyor. Siyasal sosyolojinin Türkiye'yi getirdiği noktada kendine belirleyici, aynı zamanda da kucaklayıcı bir yol haritası çizmesi gerekiyor.
Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır;"CHP'nin artık yeni bir başarı üretme şansı var. Karşımızda bölünmüş, kutuplaşmış üç adet Türkiye var. Muhafazakârlar, Kürtler ve sekülerlerden oluşan bu üç Türkiye'nin de ihtiyaçları, talepleri var. Bir ütopyaya, bir ideale ihtiyaç duyuyorlar." diyor. Doğru bir tespit olmakla beraber buna Türk kimliği ile öne çıkan milliyetçi tabanı da ilave etmek lazım. Türkiye düzleminde kim milli bütünlük siyaseti ile halkı bütünleştirebilirse siyasette o daha fazla seçmene ulaşmış olacaktır.
İmamoğlu'nun "Partiler kutsal yapılar değildir. Tabu değildir. Partiler gibi liderleri de kutsal değildir. Bir parti başkanı, bir belediye başkanı ya da bir cumhurbaşkanı, fark etmez, onları kutsallaştırmak, milletin üzerinde bir yere konumlandırmak asla doğru değildir" yaklaşımı milli bütünleştirme siyasetinin ön koşulu olarak kabul edilebilir.