Ahmet Davutoğlu'nun genel başkanlığındaki Gelecek Partisi, geçtiğimiz hafta Türk siyasetine giriş yaptı. Ali Babacan liderliğinde kurulması beklenen diğer partinin ise ocak ayı başında kurulması kesinleşti.
Özetle, 18 yıllık iktidar partisi AKP, an itibariyle resmiyette ikiye bölündü. Yakın gelecekte de üçe bölünecek.
13 Aralık'ta partisinin programını ve vizyonunu açıklayan Davutoğlu, yüzde kaç oy alır şimdiden kestirmek zor; ancak Cumhurbaşkanı seçiminde 50+1'lik oy oranı gerektiren, bir oyun bile önem arz ettiği bu yeni sistemde, AKP'den alacağı muhtemel olan küçük veya büyük oy oranıyla 18 yıllık iktidarı tehlikeye düşüreceği şimdiden kesin. Kamuoyu araştırmaları da bu öngörüyü destekleyen nitelikte.
Yeni partiler, kötü giden ekonomi, yükselen ve güçlenen muhalefet bloğu derken, önümüzdeki dönemde MHP desteğinin AKP iktidarını korumaya yetmeyeceği de ortada. Bu yüzden de yeni partiler, ilk olarak bu açıdan önem taşıyor.
Bununla birlikte, Davutoğlu'nun partisinin kuruşunu ilan ettiği basın toplantısında söylediği şu sözler not etmeye değer:
"Türkiye'yi yönetenlerin iktidarda kalmanın dışında başka bir gündemleri bulunmamaktadır. Türkiye derdi olmayanların, millet derdi kalmayanların, adalet meselesi olmayanların milletimizin geleceği için söyleyecekleri de kalmamıştır. Onun için hep geçmişi konuşuyorlar. Onun için hep aynı şeyleri söylüyorlar. Onun için adaleti, hukuku, hakkaniyeti, şeffaflığı, dürüstlüğü, ahlakı, eşitliği duyunca rahatsız oluyorlar."
İktidara yapılan bu isabetli eleştirinin akabinde gidişatı değiştirebilmek için ortaya konan programlardan ilk dikkat çekeni şüphesiz ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine her türlü vesayetten arındırılmış demokratik bir parlamenter sistem vurgusu. Bunun için de "sıfırdan" yazılacak bir anayasa ve yeni bir siyasi partiler yasası bu hedefin vaatleri olarak dile getiriliyor.
Meşruluğu hususunda hiçbir kesimde şüphe uyandırmayacak kurucu meclis tarafından sıfırdan yazılacak bir anayasa sanıyorum ki diğer muhalefet partileri tarafından da desteklenecek bir hedeftir. Zira parlamenter sisteme dönüş vaadi zaten muhalefet partilerinin ortak misyonu durumunda.
Ayrıca ifade ve basın özgürlüğü, şeffaflık, yargı bağımsızlığı, siyasette barışçıl bir üslup, laiklik, Atatürk ilke ve devrimleri, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü, liyakat… Vurgulanan diğer önemli değerler. Pek tabii, Gelecek Partisi açısından bu söylemlerin ne kadar samimi olduğunu bize zaman gösterecek.
Ancak demokrasi açısından en önemlisi şüphesiz ki, memnuniyetsizliğin dile getirilebilmesi ve karşıt fikrin dile getirilebildiği siyasi imkanların bulunması.
Bu açıdan yeni partilerin en büyük ikinci önemi, siyasal alanın çoğulculaşması, bu alanda seçmene yeni tercih imkanlarının doğması.
Dolayısıyla, fikir ayrılıklarını hainlik gibi lanse eden demokrasiden uzak zihniyetin de artık kabul etmesi gerekir ki; demokrasi, ancak barışçıl olan her türlü düşünce, ifade edildikçe anlam kazanır.
