Yeni işaret mi?

Bunlardan sıdkım sıyrıldı!

Bir tarihte, "çözüm=çözülme"nin neye hizmet ettiğini, PKK'nın nasıl "devletleştirme" yoluna girdiğini hepimiz gördük

PKK'nın/Öcalan'ın aklına uyup "Türkiyelilik" kavramı çıkardılar. "Türk"ü silmek istediler. Türk'ü silerlerse PKK'nın silah bırakacağını iddia ettiler. Hâlbuki "Türk"ü silmek bölücülerin asıl hedefi. Tabiî siyasî İslâmcılarımız, eski Marxist, yeni neo liberallerimiz bile bile PKK'nın yanında yer aldılar.

Saray'ın bir Hukuk Politikaları Kurulu var. Ne yapar, ne üretir bilmiyoruz. Tek bildiğimiz yine PKK ile kaldıkları yerden fikren işbirliğini yürütmek istedikleri.

Türk'ü yok sayan raporları üzerinde burada uzun uzun durdum. Sivil toplum kuruluşlarının, DTCF Akademi'nin bildirilerinden bahsettim. Kurulun başkan vekili Mehmet Uçum'un asıl niyetinin ne olduğunu, kendi sözleriyle ortaya koydum. Bu kurulda bir isim daha var: Ayşenur Bahçekapılı. Eski solcu, sıkı Ak Partili.

Ayşenur, bir ara Ak Parti'nin Grup Başkan Vekiliydi. 2009'da "çözülme"ye adım adım gidilirken, Fethullahçıların büyük destek verdiği Taraf gazetesinde Neşe Düzel'e konuşmuş, "Keşke 'Türk' olmasaydı" demeye gelen sözler etmişti. O bölümü aynen veriyorum:

"[Soru:] Anayasa ne zaman değişir sizce?

[Cevap:] Bir tarih veremem ama demokratik açılım konusunda atılan her adım bizi anayasa değişikliğine daha çok yaklaştırıyor. Demokratik açılım başarılı olursa anayasa değişir. Çünkü demokratik açılım anayasa değişikliğini kapsıyor. Demokratik açılımı kısa, orta ve uzun vadeli olarak düşünürsek, demokratik açılımın uzun vadede anayasa değişikliğiyle sonuçlanması gerekiyor. Zaten anayasa değişikliği olmadan demokratik açılım yapılamaz ki...

[Soru:] Neler değişecek Anayasa'da?

[Cevap:] 12 Eylül Anayasası asker zihniyetinin yarattığı bir anayasadır. Sistemde bir sürü vesayet kurumu var. O kurumların temizlenmesi, haklar ve özgürlüklerle ilgili sınırlamaların azaltılması, hayatın sivilleştirilmesi gerekiyor. Ayrıca vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' diyecek. İşte bu, sorunu çözer. Zaten Kürt vatandaşların da üniter yapıyla, tek bayrakla ve resmî dilin Türkçe olmasıyla ilgili bir itirazı yok.

[Soru:] Vatandaşlıktaki 'Türklük' tanımı kalkacak öyle mi?

[Cevap:] Tabii. Yoksa demokratikleşmeyi yapamazsınız." (Taraf, 30 Kasım 2009'den naklen T24).

Ayşenur Bahçekapılı Uçum'dan da hızlı uçuyor!

Bu Ayşenur'u, şimdi R. T. Erdoğan Saray'a başdanışman yaptı!

Fesüphanellah!

Demek ki görünür hedefleri başka, gizli hedefleri başka.

Röportaj, PKK'lıların, çadırda, göstermelik muhakeme edilip içeri sokulduğu Habur'daki rezaletten sonra yapıldığı hâlde, Bahçekapılı "çözülme"de ısrarlı. Hatta R. T. Erdoğan için de "Size büyük bir samimiyetle söylüyorum. Başbakan açılım konusunda müthiş kararlı. Ben, onun bir an için bile açılımla ilgili 'acaba' dediğine tanık olmadım. 'Açılımı sürdüreceğim' diyor." sözlerini sarf ediyor.

R. T. Erdoğan, Ayşenur'u başdanışmanlığa terfi ettirdiğine, Saray'ın Hukuk Politikaları Kurulu'nu bütün rezaletine rağmen dağıtmadığına göre, yeni "açılma" politikalarına kapı aralıyor, demektir.

dfs-004-001-011-001-001-001-002-016.jpg

Yazarın Diğer Yazıları