Yedi düvelle mücadele!

Kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki, sınırlarımızı garantiye alma harekâtını başlatmakta geç bile kaldık. Halkın desteği büyük.

PKK, güney sınırımızın hemen ötesinde, kendince kantonlar kurdu. Yerli halkı yerinden etti. PKK'dan temizlediğimiz Resulayn'da (re'sü'l-ayn=Pınarbaşı), Tel Ebyad'da (Aktepe/Akçakale) Arap nüfus oranı yüzde 90'ları buluyor ama, PKK, ABD'nin ve hatta Rusya'nın ve hatta mezhepçi komşumuzun desteğiyle istediği gibi at koşturuyor. Menbic'de de, diğer bölgelerde de, etnisitenin dağılışına bakarsanız, PKK'nın, dış destek olmadan hiçbir surette tutunamayacağını görürsünüz.

PKK'yı, hâlâ biz Kuzey Irak'ta, Kandil ve çevresinden söküp atabilmiş değiliz. Niye? Coğrafî şartlar ötesinde, mezhepçi komşumuzun koruyucu tavrı yüzünden! PKK daraldığı an, Kandil'in öbür tarafına geçiveriyor!

İki ülkenin PKK'ya karşı birlikte operasyon yürüteceği yazılageldi; ancak, komşu hep oyaladı.

Bu mezhepçi komşumuz, Şam'a çöreklendi, Bağdat'a çöreklendi, Yemen'e çöreklendi... Üç ülkede de kan oluk oluk aktı/akıyor.

Suriye'nin kuzeyine girdik. Resulayn'ı, Tel Ebyad'ı temizledik... Komşuda bir feveran, bir feveran! Cuma hutbelerinde bize söylemediklerini bırakmadılar. İki yetkilisi Türkiye'ye ziyarete gelecekti, harekât başlayınca vazgeçtiler!

Hâlbuki Türkiye, o ülkeye ambargo uygulamaya kalkanlara göğsünü siper ediyordu.

Arap Birliği'nin açıklamasını burada vermiştik. Tam bir düşmanlık!

Bir Macaristan, bir de Katar bizi destekliyor. Macaristan yönetimi kendilerini "Turanî" gördükleri için mi, yoksa, bizim Avrupa'ya, "Kapıları açar, mültecileri üzerinize salarız." dediğimiz için mi yanımızda? Herhâlde ikincisi. Gerçi, Macaristan'da güçlü bir "Turanî" akım var. (İlk Turan derneğinin 1910'da, Macaristan'da kurulduğunu tekrar hatırlatayım.) Hatta her yıl Turan ülkelerini bir araya getiren toplantılar da yapılıyor. Ayrıca Macaristan, Türk Konseyi'ne müşahit olarak katılıyor. Her neyse... Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde tek Macaristan "Türkiye harekât başlatmada haklı." dedi.

Katar'la çok önceden bir iş birliği var. Bizi desteklemesi çıkarlarına uygun düşüyor.

Üzerinde durulmayan bir nokta: Bizim Suriye'nin güneyini kontrole almamızı, emperyalist Türk düşmanı ülkelerin, bir etnisite üzerinden, bize karşı yürüttükleri düşmanlığı ve dolaydan yıkım ve işgal hareketini, o güvendikleri, besledikleri, palazlandırdıkları, Avrupa'da at koşturmalarına izin verdikleri, resmî olarak tanıyıp temsilcilikler açtırdıkları örgütün; ABD gibi, Rusya gibi, iki "büyük" ülkenin, işbirliğine rağmen, bu harekâtta hemen çökmesi, bizi çevreleyip içten yıkmak isteyen ülkeleri, yeni yıkım ekibi kurmak için arayışlara sevk edecektir ki, bu da bize zaman kazandıracaktır!

"Ne diyorsunuz!" demeyin... Hunlardan başlayarak Türk'e dair araştırmadık bir şey bırakmadım. (Cilt cilt kitaplarımız ortada!) İster Hristiyan dünyası, ister İslâm dünyası olsun, her daim zayıf anımızı gözlemiş ve yakaladıkları ilk fırsatta üzerimize çullanmıştır.

Stratejik bir yerdeyiz. Kim ne derse desin, biz bu sahada "Sevrciler" için fazlayız; sürülmeliyiz, yok edilmeliyiz!

Emperyalistler ve bize kökten düşman olanlar, PKK'dan umutlarını keserlerse, yeni taşeronlar arayacaklardır. Biz de ara boşlukta tahkimat yapacağız!

Acı acı gülmeyin. Böyle!

Yazarın Diğer Yazıları